Davacı-karşı davalılar durumun gereklerine göre kendilerinden beklenen özeni gösterdikleri hâlde, kendilerine hak kazandıran zilyedin buna yetkisi olmadığını bilmedikleri ve bilecek durumda olmadıkları, dolayısıyla TMK. mad. 988.anlamında subjektif iyi niyete sahip oldukları ve davacı-karşı davalıların zilyedinin elinden rızası ile çıkan dava konusu taşınır malı emin sıfatıyla zilyedinden iyi niyetle edinmiş oldukları anlaşıldığından,TMK. mad. 988 uyarınca mülkiyeti kazandıklarının kabulü gerektiği- Davalı-karşı davacının bedelini ödediği takdirde mülkiyeti kazanabileceğine ilişkin ifadeler, kabul edilen olgular ile ulaşılan hukuki sonuç arasında çelişki doğurmakta olup, davalı-karşı davacının, satış bedelini ödemek koşulu ile iade isteyebileceğinin kabul edilemeyeceği, taşınır malı emin sıfatıyla zilyedinden edinen iyi niyetli üçüncü kişi olmaları sebebiyle davacı-karşı davalının ve ondan iktisap edenin mülkiyeti kazandıklarının kabulü gerektiği- Davacı-karşı davalılar vekili tarafından dava dilekçesi ile haksız müdahalenin meni ile aracın müvekkiline teslimi, ıslah dilekçesi ile de dava konusu aracın müvekkili adına trafiğe tescili talep edilmişse de; tescil işlemi idari bir işlem olup adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemeyeceğinden, çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle mahkemece, asıl dava ile ilgili olarak davaya konu aracın mülkiyetinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerektiği- 

Taraflar arasındaki “haksız müdahalenin önlenmesi, trafik kaydının iptali, tescil ve aracın teslimi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesince asıl davanın reddi, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 12. ...