Araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkin davada, davalı noterdeki satış sözleşmesiyle sicilde malik olarak gözüken kişiden aracı satın aldığını ve iyi niyetli olduğunu savunmuş ise de; ilk satış sözleşmesinin satıcı davacının iradesi hile ile sakatlanmış olduğundan geçersiz olduğu ve bu satışta alıcı olan kişinin emin sıfatıyla zilyet olduğundan bahsedilemeyeceği, araç sicili yönünden kanun koyucunun öngördüğü bir sicildeki kayda güven koruması bulunmadığından geçersiz ilk satıştan sonraki devirlerin de davalıya hak bahşetmeyeceği, davalının aracı oto galeriden satın aldığı hususunu ispatlayamadığını, dolayısıyla somut olayda TMK’nın 989/2 nci maddesinin de uygulanamayacağını, bu sebeple davalının iyi niyetli olup olmaması hukuken değer taşımadığından dava dışı kişiler hakkındaki ceza yargılaması çerçevesinde iyi niyetin tartışılmasına da gerek bulunmadığı-
Davacı, adına tescilli aracını kiralama maksadıyla dava dışı işletmeye teslim etmiş, akabinde sahte sürücü belgesi ile noterde iyiniyetli davalıya satışı gerçekleştirilerek araç teslim edilmiş olup davalı iyiniyetli olsa da; araçların mülkiyetinin devri için ortada geçerli bir sözleşmenin bulunması gerektiği (2918 s. K. m. 20/d)- Sahte sürücü belgesi ile temlik alan konumundaki davalı yönünden tescil yolsuz olduğundan, iyiniyetli olduğu düşüncesiyle, aracın mülkiyetinin davalıya geçtiği söylenemeyeceği- Davacı tarafından açılan davanın kabulünün davalının ödemiş olduğu araç bedelinin kendisine iadesi koşuluna bağlı olduğunun da kabul edilemeyeceği- Adli yargı yerinde idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemeyeceği doğru ise de, davacı tarafından davaya konu araca ilişkin tescil kararı istenilmiş olmakla çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle, mahkemece "asıl davaya konu edilen, sahte sürücü belgesi ile davalıya yapılan araç satış sözleşmesi geçersiz olduğundan mülkiyetin davalıya geçmeyeceği gerekçesiyle aracın mülkiyetinin tespitine" karar verilmesi gerektiği- Birbirinden bağımsız olan asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği-
Tescil, idari bir işlem olup, trafik kaydındaki tescilin iptali sonucunu doğuracak şekilde, yeni kayıt ve tescile karar verilmesinin idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karar olduğu ve adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemeyeceği-
Plaka ile teknenin ayrı ayrı satıldığı uyuşmazlıkta, tekne satış sözleşmesinde yer alan plaka numarası teknenin özelliği değil, teknenin nitelendirilmesi amaçlı olup satış sözleşmesi içeriğine göre davalının tekneyi satın aldığı ancak plakasını almadığının anlaşıldığı, ayrıca davalının tekneyi hattı ile birlikte satın alınması halinde, kaydını yaptırması, aidatlarının ödenmesi, çalışma ruhsatının alması gerektiği halde, davalı tarafından bu yola başvurulmadığı gibi odaya herhangi bir müracaatın olmadığı dikkate alındığında, davalının sadece tekneyi satın aldığı ve davacının plakası ile başvurup ruhsat almamasından yararlanarak 2013 yılında plaka ve ruhsatı üzerine aldığı tespit edildiğinden, bu haliyle plakanın davacıya satıldığı ve teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği-
Araç mülkiyetinin tespit ve tescili istemine ilişkin davada; davacının üzerine kayıtlı aracın, kimliği belirsiz kişiler tarafından dava dışı bir kişiye ait kimlik bilgilerinin kullanılması sureti ile, sahte bir kira sözleşmesine dayanılarak 4 günlük kiralanması ve kira süresi içerisinde yine gerçek kimliği bilinmeyen şahıslarca aracın noterde, araç satış sözleşmesi ile davalıya satılması şeklinde gelişen olay ve hukuki düzenlemeler de göz önüne alındığında; malın malikinin rızası dışında elinden çıktığının kabul edilmesi gerektiğinden, üçüncü kişi durumundaki davalının aracın mülkiyetini kazanmasının söz konusu olamayacağı, bu bakımdan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Hile iddiasına dayalı olarak satım sözleşmesinin iptali ve sözleşmeye konu aracın önceki maliki adına yeniden tescili istemine ilişkin davada-
Hukukumuzda kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesinin kabul edildiği ve bu amaçla TMK m. 2 genel hükmü yanında menkul mallarda, 988 ve 989. ve tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesi ile özel hükümler getirildiği- Bozma ilamında maddi hata sonucu çekişme konusu .... numaraları bağımsız bölümün son malikinin davalı olmadığı görüldüğünden, davacıya taşınmaz maliki aleyhine dava açma imkanı tanınmak suretiyle açılacak olan davanın bu dava ile birleştirilmesi ve toplanan delillerin yolsuz tescile ilişkin ilkeleri ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İyiniyetli zilyet, önceki zilyedin elinden rızası dışında çıkan taşınırı TMK mad. 989/2'de belirtilen açık artırmadan veya pazardan ya da benzeri eşya satanlardan edinmişse, ödediği bedelin iadesini talep edemeyeceği- Kötüniyetli zilyede karşı taşınır davası her zaman açılabileceği, rıza dışı elden çıkan taşınır nedeniyle iyiniyetli zilyede karşı açılacak taşınır davasının ise, beş yıllık hak düşürücü süreye tabi tutulduğu-
Sahte kimlik belgesiyle kiralandıktan sonra sahte vekaletname ile üçüncü kişiye satılan aracın malikin rızası olmaksızın elinden çıktığı dikkate alınarak aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğu yolunda tespit hükmü kurulması gerektiği-
Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin büyük önem taşıdığı- Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunduğundan, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, bu nedenle mahkemece tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği- Dava dışı bir kişi tarafından ihalenin feshi davası reddedilmiş olup mhkemece ikinci el konumundaki davalının iyiniyetli olup olmadığının bir başka ifadeyle TMK'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yaralanıp yararlanamayacağının araştırılarak değerlendirilmesi, davalı şirketin iyiniyetli olduğunun tespit edilmesi halinde davacının tazminat isteğininde bulunduğu gözetilerek tazminat isteği yönünden yapılan temliklerin incelenmesi, nitelikli dolandırıcılık eylemi ceza dosyası ile sabit davalı ile diğer davalılar arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor