BK'nun 19. maddesinde anlamını bulan muvazaanın, "tarafların 3. kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uygun olmayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır" şeklinde tanımlanabileceği- Tarafların görünüşte yaptıkları işlemle, iradelerinin birleştiği işlem birbirinden farklılık taşıdığı durumlarda muvazaanın söz konusu olduğunun kabul edilmesi gerekeceği- Kural olarak üçüncü kişilerin muvazaa nedeniyle zarara uğradıkları takdirde, tek taraflı ve çok taraflı hukuki muamelelerin geçersizliğini ileri sürebilecekleri; çünkü muvazaalı bir işlem ile üçüncü kişinin zarar görmesi ona karşı işlenmiş bir haksız eşlem niteliğinde olduğu, ancak üçüncü kişilerin muvazaalı işlem ile zararı gördüklerinin benimsenebilmesi için onun işlemi yapandan alacağının bulunması ve bulacağın ödenmesini önlemek için muvazaalı işlemin yapılmış olması gerektiği- Dava konusu devrin davacı ile davalının ayrı yaşamalarına karar verildiği dönemde davalı borçlunun arkadaşına yapıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
...