Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkemenin bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermesi; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemesi gerektiği- Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği- Somut olayda ise mahkemece bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin bozma kararı verilmesinden sonra ilk karar gerekçeleri yanında HMK’nın 177. maddesine 28.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun ile eklenen ikinci fıkra hükmüne dayanılarak direnme hükmü tesis edildiği- Söz konusu düzenleme bozma kararının verildiği tarihte henüz yürürlükte olmadığından Özel Dairece somut olaya etkisinin değerlendirilmediği- Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın bu nedenle yeni hüküm niteliğinde olduğu- Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu-

1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapıl ...