Davacının dilekçesinin davanın kamilen ıslahı mahiyetinde mi yoksa maddi vakıaların açıklanması niteliğinde mi olduğu konusunda bir değerlendirme yapılarak, davalı vekilinin öne sürdüğü "zamanaşımı definin savunmanın genişletilmesi mahiyetinde bulunup bulunmadığı" tartışılarak davacı vekilinin dilekçesinde davalı yanca savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini bildirdiği de nazara alınmak suretiyle HMK. mad. 141 uyarınca  davalı yanın zamanaşımı definin öncelikle süresinde olup olmadığı ile ilgili bir karar verilmesi, süresinde olduğu kanısına varılması halinde ise 818 s. BK’nın 392. maddesine (vekilin hesap verme yükümlüğüne) dayalı işbu davada, varlığı iddia olunan alacağın muacceliyet tarihi ile bu borca ilişkin olarak verildiği ileri sürülen senedin vade tarihi ve BK. mad. 114 uyarınca davalının zamanaşımı defi konusunda denetime elverişli bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlarda değerlendirme yapılmaksızın ve üstelik davanın hukuki nitelendirmesinde hataya düşülmek suretiyle zamanaşımı definin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-

Taraflar arasında görülen davada Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.10.2013 tarih ve 2009/727-2013/887 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25.11.2014 günü hazı ...