Davacının ameliyat edildiği hastane, söz konusu cemaat tarafından kurulmuş özel bir hastane ve Vakıflar Kanunu hükümlerine tabi ve mensuplarınca seçilen yönetim kurullarınca idare edilen ve yönetilen bir cemaat vakfı olup; Vakıflar Genel Müdürlüğünün kanundan kaynaklı genel denetim yetkisinin, bu vakfa kamu tüzel kişisi sıfatı kazandırmayacağı, hastanenin özel hukuk tüzel kişisi olduğundan eldeki davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu; özel hastanenin, özel hukuk hükümlerine göre çalışanı olan diğer davalı doktora da davada husumet düşmekte ve bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince işin esasına girilerek varılacak sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği-

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 28/12/2010 gününde verilen dilekçe ile hatalı tedavi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat istemin ...