Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davacı, kira sözleşmesine güvenerek, işyeri olarak kullanmak üzere kiraladığı taşınmaza kullanma amacına yönelik olarak bir takım tadilatlar yapmaya başladığı, henüz akit imza tarihinden birinci ay içerisinde taşınmazın bir başkasına satılması dolayısıyla tahliye tehdidi altında kalarak kiralananı tahliye etmek zorunda kaldığı anlaşıldığı, her ne kadar mahkemece 21.07.2012 tarihli protokolün, ileride kurulacak kira sözleşmesine ilişkin ön sözleşme olduğu, protokol gereği yerine getirildikten sonra kira sözleşmesinin akdedildiği, ön sözleşme hükümleri yerine getirildiğinden sonrasında mecurun dava dışı şahıslara satılması ile ön sözleşmeye göre ödenen miktarların geri istenmesi taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı kiraya verenler kiralananı kiracılık süresince kullanmaya elverişli halde bulundurmamış olup, sözleşmeye ve protokole aykırı davranarak, kiralananı üçüncü kişiye satmak suretiyle davacı kiracının tahliye tehdidi altında kalmasına ve sonuçta da tahliye edilmesine yol açmış olduğundan, davalıların protokol ile borçlandıkları edimlerini yerine getirmediği ve davacının zararına sebebiyet verdikleri, bu çerçevede davacının zararını gidermekle sorumlu oldukları hususları üzerinde durularak sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava ...