Kiracı tacirin, muayanehane olarak çalışma ruhsatının alınabilmesi için hangi özel koşulların sağlanması gerektiğini bilmesi gerektiği ve ticarethane olarak kullanacağı yeri tespit ederken bu koşulların mevcut olup olmadığını sözleşmenin başında öngörüp basiretle araştırması gerektiği- Kiracının binayla ilgili gerekli belgelere henüz sahip olmamışken sonrasında kiraya verene bırakacağını bildiği tadilatları tamamlayıp faaliyete başladıktan sonra bitimine az bir süre kala sözleşmeyi feshederek yaptığı harcamaların bedelini kiraya verenden talep etmesinin iyi niyet kuralı ve basiretli davranma ilkesi çerçevesinde haklı görülmediği- Aynı yerde bir kısım hekimlerin gereken raporları aldığı da gözetildiğinde kiraya verene daha ağır bir sorumluluk yüklemenin, sözleşmede açıkça muayenehane olarak çalışma ruhsatının alınamaması hâline ilişkin özel bir sorumluluk hükmü düzenlenmediğine göre, taraflar arasındaki edim dengesi ve hak ve nesafet ilkesine uygun düşmeyeceği-"Muayenehane ruhsatı almak kiracıya ait bir husus ise de kiraya verenin de bunu sağlamaya elverişli raporları vermesi gerektiği, bu raporlar mevcut olmadan kiracıdan kira sözleşmesine devam etmesinin beklenemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Sözleşmenin imzalanmasından sonra öngörülemez şekilde ortaya çıkan ve sözleşme konusu taşınmazların bir bütün halinde teslimini ve taşınmazların sözleşmede öngörülen şekilde bir turizm tesisi olarak işletilmesini imkânsız kılan beklenmedik hal niteliğindeki hukuki süreçlere dayalı olarak sözleşme süresinin uyarlanmasının talep edildiği, her ne kadar derece mahkemelerince; kiracının, borçlunun temerrüdü hükümlerine dayanarak tazminat isteme hakkı olduğu, tarafların yerine geçerek sözleşme süresinin uzatılması yönünde uyarlama kararı verilmesinin yeni ihtilaflara sebebiyet verebileceği gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmiş ise de; süre uzatımına ilişkin sözleşme maddelerinin ve ek protokol hükümlerinin değerlendirilmediği, hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; sözleşme hükümlerine göre süre uzatımına karar verilip verilemeyeceği üzerinde durularak, tarafların iddia, savunma ve delilleri değerlendirilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davacı, kira sözleşmesine güvenerek, işyeri olarak kullanmak üzere kiraladığı taşınmaza kullanma amacına yönelik olarak bir takım tadilatlar yapmaya başladığı, henüz akit imza tarihinden birinci ay içerisinde taşınmazın bir başkasına satılması dolayısıyla tahliye tehdidi altında kalarak kiralananı tahliye etmek zorunda kaldığı anlaşıldığı, her ne kadar mahkemece 21.07.2012 tarihli protokolün, ileride kurulacak kira sözleşmesine ilişkin ön sözleşme olduğu, protokol gereği yerine getirildikten sonra kira sözleşmesinin akdedildiği, ön sözleşme hükümleri yerine getirildiğinden sonrasında mecurun dava dışı şahıslara satılması ile ön sözleşmeye göre ödenen miktarların geri istenmesi taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı kiraya verenler kiralananı kiracılık süresince kullanmaya elverişli halde bulundurmamış olup, sözleşmeye ve protokole aykırı davranarak, kiralananı üçüncü kişiye satmak suretiyle davacı kiracının tahliye tehdidi altında kalmasına ve sonuçta da tahliye edilmesine yol açmış olduğundan, davalıların protokol ile borçlandıkları edimlerini yerine getirmediği ve davacının zararına sebebiyet verdikleri, bu çerçevede davacının zararını gidermekle sorumlu oldukları hususları üzerinde durularak sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Davacı ruhsat alınamamasının kendisinden kusurundan kaynaklanmadığını, ruhsat başvurusunun eksiklikler olduğu gerekçesi ile kabul edilmediğini ve kiraya verenin üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini beyan etmiş olup kiralananda ruhsat alınmasına engel eksiklikler bulunup bulunmadığı var ise bu hususlarda kiraya verene düşen bir sorumluluk olup olmadığı hususları aydınlatılıp sonuca gidilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde talep edilen cezai şart bedelinin hesaplama şekline ilişkin bir açıklama yer almadığı gibi mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da cezai şart bedelinin hesaplama yöntemi denetime elverişli bir şekilde belirtilmemiş olup, kira sözleşmesinde açık bir şekilde "bir yıllık garanti edilen asgari kira bedelinin cezai şart olarak ödeneceği" kararlaştırılmış, ve "her bir m2 için ödenmesi gereken garanti edilen asgari kira bedeli belirlenmiş olduğuna göre" anılan sözleşme hükümleri gereğince bir yıllık garanti edilen asgari kira bedeli belirlenip taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan nakde çevrilen teminat mektubunun mahsubu yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kiralananın ayıplı çıkması nedeniyle ödenen kira bedeli, depozito bedeli, ödenen komisyon bedeli ile kiralananda oturulmaması nedeniyle dava dışı otele ödenen konaklama bedelinin tahsili isteğine ilişkin davada; davacının, dava dışı otele ödenen konaklama bedeli dışındaki -örneğin; yemek vs. etkinlikler için ödediği- bedeli isteyemeyeceği, bu giderlerin kiralanan kullanıma hazır halde davacıya teslim edilmiş olsa da yapılacak giderler olduğu- Mahkemece ödenecek konaklama bedeli belirlenirken, davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek bu süre ile sınırlı olarak konaklama bedeline hükmedilmesi gerektiği-
Kiralayanın kiralananı kullanıma hazır halde bulundurma yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle yarattığı muarazanın giderilmesi, kiralananın mühürlenme tarihinden dava tarihine kadar geçen kapalı kaldığı sürenin kira sözleşmesi süresine eklenmesi ıslah ile kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti, ödenen kira bedellerinin iadesi, kiralananda yapılan tadilat ve iyileştirme giderleri, davacı kiracıya ait malzeme ve demirbaş eşya bedeli ile mahrum kalınan karın tahsili istemine ilişkin davada, davacı kiracı yargılama sırasında keşide ettiği ihtar ile kira sözleşmesini feshettiğini bildirdiğine göre, fesih ile birlikte taraflar arasındaki borç ilişkisi ileriye etkili olarak sona ereceğinden bu noktada feshe neden olan taraf açısından tazminat sorumluluğu söz konusu olacağı, davacının feshinin haklı sebebe dayanıp, dayanmadığı, aynı hukuki ilişki çerçevesinde hem menfi hem de müspet zararın tazminini istemenin mümkün olmadığı hususları üzerinde durularak davacının taleplerinin değerlendirilip, sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesinin imzalanması ile kiralanan yerin davacı kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davacı da kiralananın kendisine teslim edilmediğini savunmamış, AVM'deki eksiklikler nedeniyle Restoranı açmadığını ifade etmiş olduğundan, kira ödeme yükümlülüğünün AVM.'nin açıldığı tarih itibariyle başladığının kabulü gerektiği- Davacı 2012 3-4 ve 5.ay kiralarına mahsuben 5.3.2012 tarihli ve 35.046 TL bedelli, 2012 6-7 ve 8.ay kiralarına mahsuben 05.06.2012 tarihli 20.000 TL ve 15.046 TL bedelli çekleri avans olarak davalıya verdiğini, kiralanandaki ayıplar nedeniyle kiralananı kullanmadığından bu çeklerin iadesini talep etmek ise de, davacı kiracı kendisine tanınan seçimlik haklarından hiçbirisini kullanmamış,sözleşmeyi feshetmemiş, kira indirimi davası açmamış, kiralanan taşınmazı tahliye ettiğine ilişkin yazılı belge de sunmamış olduğundan, kira paralarından kiracının sorumlu olduğu-
Davacı kiracı şirket yetkilisi tarafından işyeri ve yapı kullanım belgesi verilmesi için belediyeye yapılan başvuru üzerine, ruhsat başvuru evraklarının ruhsat denetim müdürlüğü havalesi bulunmasına rağmen geri alındığı belediye yazı cevabı ile bildirildiğine göre davacı kiracının kiralanandaki ayıbı bu cevapla öğrendiğinin kabulü gerektiği- Kiracı kiralanandaki ayıbı öğrendikten sonra kiralananı mevcut hali ile kabul ederek, tadilatlar yapmış Yasadan kaynaklanan hakkını kullanarak sözleşmeyi feshetmemiş ve kiralananı tasarrufunda bulundurmuş olduğundan, hukuki ayıbın davacının bildirdiği sonraki tarihte öğrenildiği kabul edilse de, davacı kiracı tacir olup, basiretli bir tacir gibi davranması, ileriye yönelik yatırım ve projelerinde gerekli hassasiyet ve özeni göstermesi gerektiğinden, davacı kiracının sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğundan söz edilemeyeceği- Kiralananı tahliye ettiği tarihe kadar kira bedellerinden sorumlu olup, peşin ödediği kira bedelinin iadesini isteyemeyeceği- Davacının kiralananda yaptığı faydalı ve zorunlu imalat bedellerini (TBK. mad. 526. vd.) vekaletsiz iş görme hükümleri gereğince, kiralayandan talep etmesi mümkün ise de, kira sözleşmesinde "Kiracıların kiralanan şeyin içinde ve dışında yaptıracağı iyileştirme giderlerinin tamamen kendisine ait olacağı ve sözleşme sona erdiğinde hiçbir bedel ve tazminat istemeye hakkı olmamak üzere kiralanan inşaatın tamamının kiraya verenlerin olacağı" kararlaştırılmış olup, geçerli olan ve tarafları bağlayan bu düzenleme nedeniyle davacı kiracı kiralanana yaptığı faydalı imalat bedellerini de davalıdan isteyemeyeceği-
Asıl dava, eski hale getirme bedeli, yapı denetim şirketine ödenen fark ve SGK prim alacağı, birleşen dava kiracı tarafından açılan taşınmaza yapılan imalat bedeli, ödenen kira bedellerinin iadesi ve kar kaybı alacağının tahsili istemine ilişkin olup, dava konusu yerin, davalı kiracıya kiranın başladığı tarihte, kullanılmaya elverişli iskan raporu alınabilecek ve hukuki ayıptan ari bir şekilde teslim edilmediği ve sözleşmenin feshinde davalı kiracının kusurlu olmadığı, taraflar arasında görülen ve kesinleşmiş ilam uyarınca kiracının haklı olarak sözleşmeden döndüğü, mahkemece bu kesinleşmiş ilam dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-