İlk derece mahkemesince Duruşmada "davacının davasının kabulüne" şeklinde karar verdiği, kaleme alınan gerekçeli kararda ise dilekçelerin, talimat ve mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarının özetlendiği, davanın ticari satımdan kaynaklanan alacak davası tespitinden sonra gerekçe yazıldığı ve hüküm fıkrasından sonra 1 nolu paragrafta "davacının davasının KABULÜNE" 2 nolu ve devamı paragraflarında ise harçların, avukatlık ücreti ve masrafların işlendiği, davacının davasının ne olduğu, hüküm fıkrasında davaya ilişkin hangi talep veya taleplerin kabul edildiğine dair bir açıklık bulunmadığı gibi davalının neye mahkum edildiğinin de belirtilmediği, ilamın bu haliyle yerine getirilmesinde şüphe ve tereddütlere yol açacağı ve infaz edilememesi gibi durumlar ortaya çıkacağı, HMK'da hükmün taleplerden her biri hakkında hüküm verileceği ve taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı, istinafa konu gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise taraflara yüklenen borç ve/veya tanınan hakların hüküm fıkrasında belirtilmeyerek HMK'nın 297. maddesine muhalefet edildiği anlaşıldığı bu durumda, davalının istinaf başvuru talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılasına karar verileceği-

Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye 3. Ticaret Mahkemesinin 2018/874 Esas esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 26/11/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşler ...