Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen imar planlarının İmar Kanunu uyarınca düzenlenen ve uygulamaya konulan planlar olduğu, maddenin amaçsal ve lafzi yorumundan bu sonuca varıldığı, kaldı ki, Turizmi Teşvik Kanunu’nun 12.3.1982, Kadastro Kanunu’nun ise 9.10.1987 tarihinde yürürlüğe konulduğu, Kadastro Kanunu sonradan yürürlüğe girdiği halde çevre düzeni imar planlarına yollama yapılmadığı ve istisnalar arasında gösterilmediği, Kanunda sayılan istisnaların yorum yoluyla artırılmasının ve çoğaltılmasının mümkün olmayacağı, bu nedenle çevre düzeni imar planı kapsamında kalan taşınmazların diğer şartların da varlığı halinde zilyetlikle kazanılmasının mümkün olacağı-
Taraflar arasındaki “tescil“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ortaca Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.12.1990 gün ve 1985/128 E- 1990/325 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafınd ...
İlgili bağlantılar