Tasarrufun iptali davasının amacı borçlunun haciz tasarruf yetkisinin kısıtlanmamış olduğu bir dönemde yaptığı tasarruflarla mal varlığından uzaklaştırdığı mallardan bunlar sanki borçluya aitmiş gibi alacaklıların tatmin edilmesini sağladığından, tasarrufun iptali davası sırasında konulan ihtiyati haczin tarihi daha sonra olsa bile davayı kazanan alacaklının, sonraki malikin haciz koydurmuş alacaklılarından daha önce alacağını tahsil etmesi gerektiği- İptal edilen tasarrufun artık davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
Talebin, genel kredi sözleşmesine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olduğu, ihtiyati haciz talebine konu kredinin ticari kredi olduğu, mahkemece kredinin ticari kredi olduğu nazara alınarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, talep hakkında yanılgılı değerlendirme ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Muterizin karşı tarafa noterden gönderdiği ihtarnamede ihtiyati haczi 6.10.2010 tarihinde öğrendiğini ifade ettiği, itirazın ise 7 günlük süre geçirildikten sonra 12.11.2010 tarihinde yapıldığı belirtilerek İİK’nun 265.maddesi uyarınca itirazın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze konu uyuşmazlık ile ilgili olarak icra takibi yapıldığı ve vaki itiraz üzerine, henüz ihtiyati hacze itiraz hakkında karar verilmeden önce 29.12.2011 tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığı dosya içeriğinden anlaşıldığından ihtiyati hacze itirazın, alacağın esasını inceleyen mahkemece incelenmesi gerektiği-
Bilirkişi raporunda, faiz ve Eruo kuru hesabının, ihtiyati haczin kesinleştiği tarihe göre değil, takip dosyasına yatan paraların dosyaya girdiği tarihe göre yapılmasının yerinde olduğu- Şikayet konusu yapılan ve bilirkişi tarafından da esas alınan dosya hesap tarihinden önce olan ödemenin bilirkişi tarafından hesaplamada dikkate alınmadığı görüldüğünden, takip dosyasında yapılan tahsilatlar nazara alınarak denetime elverişli olacak şekilde ek bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Sıra cetveline yönelik itiraz ve şikayetin, sırasına itiraz edilen alacaklı yerine borçlu hasım gösterilerek, karara bağlanamayacağı-
İhtiyati haciz sırasındaki kefaletin -asıl borçlu hakkındaki takip iptal edilmedikçe- geçerli olup, «ilam niteliğinde» olduğu–
Mahkeme "borçlunun itirazının hangi tarihte alacaklıya tebliğ edildiği" araştırılarak, yedi günlük süre içinde alacaklı tarafından "itirazın kaldırılması"nın veya "itirazın iptâli"nin istenmiş olup olmadığının saptanması gerekeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.