4077 Sayılı Kanunun 10/B maddesi uyarınca konut kredisine ilişkin kefaletin adi kefalet niteliğinde olduğu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması gerektiği, kredinin teminatının hileli işlemlerle ortadan kaldırılmış olmasının tek başına alacağı muaccel hale getirmeyeceği, tüketici kredisinin kalan taksitlerinin 4077 Sayılı Kanunun 10/B hükmü uyarınca muaccel hale gelmesine ilişkin koşullarının somut olay bakımından gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamadığı belirtilerek ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Borçlunun haciz talep edilen adresinin takip dosyası kapsamında konut olduğu belirlenerek verilen haciz kararının İİK 79/a kapsamında onaylanmasına karar verildiği-
Yasa uyarınca icra kefilinin sorumluluğunun, kesinleşen takipteki asıl alacak ve kefilin eklentilerinin miktarı ile sınırlı olduğundan, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra kefili hakkında takibi yürütür şekilde işlem yapılamayacağı–
Bir dava, davanın temeli olan uyuşmazlık konusu olayın meydana geldiği değil, uyuşmazlığın yargı önüne getirildiği tarihteki yargılama kurallarına tabi olacağından yargılama sırasında yargılama kuralları değişirse, o noktadan itibaren kural olarak yeni kuralların ve yeni usul hükümlerinin ne zaman yürürlüğe gireceği kanunda açık olarak düzenlenmişse, bu düzenlemeye göre yeni usul kurallarının zaman bakımından uygulanacağı-
İİK. 281/2 maddesine göre, hakim tarafından tasarrufa konu mallar hakkında davacının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebileceği- Mahkemece, "dava konusu taşınmazların tamamı" hakkında ihtiyati haciz kararı verildiği, ancak davalı tarafın itirazı nedeniyle taşınmazların bulunduğu yerde keşif yapılarak gerçek değerleri belirlendiği ve bu değerler göz önünde tutularak "da­vacının alacağını karşılayacak oranda taşınmazlar üzerindeki ihtiyati tedbirin (ihti­yati haciz mahiyetinde) devamına, diğer taşınmazlar üzerindeki ihtiyati tedbi­rin (ihtiyati haczin) ise kaldırılmasına" karar verildiği görülmüşse de, davacı taraf icra taki­bindeki alacak ve ferileri oranında yapılan tasarrufun iptalini talep etmiş olup, dava sonunda alacağın ulaşacağı miktar bilinemediğinden, mah­kemece tasarrufa konu taşınmazlar üzerindeki ihtiyati haczin devamına karar verilmesi gerekeceği-
İcra dairesindeki kefaletin, on yıllık zamanaşımına bağlı olduğu (bu konuda Borçlar Kanunu’ndaki kefaletle ilgili hükümlerin uygulanamayacağı)–
Mahkemenin, dosya kapsamına uygun gerekçesine ve takdirine; davacının mevcut alacağının takip çıktısına göre 354.262,10TL olmasına, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin bilirkişi raporu ile 480.000,00 TL olarak belirlendiğinin anlaşılmasına, dava konusu taşınmazın davadan sonra el değiştirdiğine göre, rayiç değerinin en az 480.000,00 TL olmasına, ihtiyati haczin İİK m. 281/2 ve m. 283/2 ayrıca ve açıkça düzenlenmiş bulunmasına, tazminata taalluk eden dava konusu tasarruf nedeniyle taşınmazı elden çıkaran aleyhine alacak değeri ile sınırlı olarak  ihtiyati haciz kararı verilmiş bulunmasına, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın kesin olarak kanıtlanmasının gerekmemesine, dosyada bir kısım delillerin bulunması ve yaklaşık ispat halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği hususunda bir duraksama bulunmamasına, ihtiyati haciz kararlarında teminatın lüzum ve miktarı bakımından hakime takdir yetkisi verilmiş olmasına ve yargılama sırasında değişen durum ve şartlar halinde her zaman yeniden bir karar verilebilmesinin mümkün bulunmasına göre; mahkemece ihtiyati hacze karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği- 
Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesinin sadece Kooperatifler Kanunu mad. 16/son gereği arandığı, bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamların kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Vergi borcu için yapılan açık artırma sonucu meydana gelen mülkiyet intikallerinin yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek ihalenin ve alıcı üzerine yapılan tapu tescilinin bozulması istemiyle açılan davalara bakmağa adliye mahkemelerinin görevli olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.