22. HD. 13.02.2019 T. E: 2017/15509, K: 3107-
Takibe konu ilamın kıdem ve ihbar tazminatı alacağı ve fer'ilerine ilişkin olup, iflasın ertelenmesi davası devam ederken tedbir kararı verildiği, alacağın tahakkuk tarihi ilam karar tarihi (bozma sonrası), tedbir tarihinden geriye doğru 1 yıllık süre içinde kaldığından ve anılan alacağın İİK'nun 206. maddesinin birinci sırasındaki alacaklardan olduğu ve dolayısıyla tedbir kararının istisnası kapsamında kaldığı anlaşıldığından, takibin devamının mümkün olduğu ve teminat da iade edilemeyeceğinden icra müdürlüğü'nün ret kararı yerinde olduğu-
Kıdem tazminatı taksitler halinde kısmen dava açılmadan önce kısmen de dava açıldıktan sonra davalı tarafından ödenmiş olup; fer'i alacak olan kıdem tazminatı faizine davacı hak kazandığından fesih tarihinden itibaren kıdem tazminatı için faiz alacağına hükmedilmesinin gerekeceği-
Değişiklik teklifi, iş hukukuna ilişkin eşit davranma ilkesini ihlal ediyorsa, işçi bu teklife katlanmak zorunda olmadığından, değişiklik feshinin geçersiz sayılacağı- Çalışma koşullarında esaslı değişiklik sebebiyle işçinin iş sözleşmesini feshetmesi durumunda; işçinin ihbar tazminatı talep hakkı doğmazsa da, iş şartlarının ağırlaştırılması nedeniyle, haklı nedene dayandığından kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği-
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmadığından, alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulması gerektiği- Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise, icra takibinin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği- Aleyhine açılmış bir dava bulunan şirkete ilişkin karar verilmemesinin hatalı olduğu-
Davacının sinkaflı küfür ettiği iddia edilen çalışanın tanık olarak yeniden dinlenerek kendisine küfür içeren sözler söylenip söylenmediği ile söylendi ise küfür içeriğinin tam olarak ne olduğu sorularak olaya ilişkin görgü ve bilgisi tam olarak belirlenmesi gerektiği- Feshin işveren tarafından yasada öngörülen altı iş günlük süre içerisinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Mahkemece Vergi Dairesi ve SGK’ya yazılan müzekkere cevaplarında, davacının vergi borcunun ve sosyal güvenlik prim borcunun bulunduğu belirtilmiş ise de; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davalının davacı adına ödediğini belirttiği ve dosyaya sunduğu dekontlarda belirtilen SGK sicil numaralarının SGK’dan gelen müzekkere cevabındaki sicil numarası ile uyuşmadığını ayrıca Vergi Dairesinden gelen cevaptaki borcunda bu sözleşmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirtilmediği tespit edildiğinden, davacının davasının reddedilme gerekçesi olan sözleşmenin 7. ve 13. maddelerinin koşullarının gerçekleştiğinin kesin olarak tespit edildiği sonucuna varılamadığı, bu açıklamalar çerçevesinde mahkemece yapılacak işin, davacının hakedişlerden kaynaklanan alacaklarının belirlenerek, SGK ve Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davacının bu sözleşmelerden kaynaklanan borcunun bulunup bulunmadığının sorulması, gelen yazı cevabına göre sözleşmenin 7. ve 13. maddelerinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olduğu-
Davacının davalı işyerinde fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda dinlenen tanıkların ortak anlatımlarından işyerinde 3 vardiya olduğu anlaşılmakta ise de davalı tanıkları dahi davacının haftalık izin öncesi 8 saat mesaiye kaldığını beyan ettiklerinden fazla çalışma ücreti talebinin yazılı şekilde reddinin hatalı olduğu- İşverence sunulan ilgili bordroda 11 günlük ücret tahakkuku yapılmış olup tahakkuk ettirilen miktarın da bankaya tam olarak ödenmediği kesin bir şekilde görüldüğünden bu husus üzerinde durulup 13 günlük ücret alacağının ödenip ödenmediğinin kesin bir şekilde tespit edilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
İşe iade davasının sonuçlanmasından sonra açılan alacak davasının belirsiz alacak davası olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Tarafların dinlenilmesi ile isticvabının farklı şeyler olduğu- Taraf çağrıldığı oturuma gelmezse, ikrar etmiş sayılma yaptırımının uygulanabilmesi için tarafın isticvap için çağrılmış olması gerektiği- Tarafın, ancak kendi aleyhine olan vakıalar hakkında isticvap edilebileceği, tarafın kendi lehne olan vakıalar için ancak dinlenebileceği- Somut olayda, dava dilekçesinde, ücret alacağı “maaş alacağına mahsuben 100,00 TL” olarak talep edilmiştir, dava dilekçesi, ödenmeyen ücret alacağına ilişkin soyut ve genel anlatımlar içermekte olup, hangi ay ve yıla ait, ne kadar ücret alacağının ödenmediği belirtilmemiştir, bu anlamda olmak üzere, ücret alacağı bakımından dava dilekçesinde somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmediği anlaşıldığından, ücret alacağı talebinin somutlaştırması için mahkemece davacı tarafa uygun bir kesin süre verilmesi ve bu suretle yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.