4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi gereğince, sicilin aleniyeti ve güvenirliği ilkesi gereği, taşınmazı sicilden ödenen iyi niyetli ikinci el ve ondan sonraki ellerin iktisapları konulabilecektir; oysa, birinci el durumunda olan kişinin iktisabı gerçeği yansıtmayan ve hukuken korunmasına olanak bulunmayan belgeye dayalı olması ve yolsuz tescil niteliği takması sebebiyle TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan istifadesine yasal açıdan cevaz olmadığı-
Evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallardan olan dava konusu şirketin eşler arasındaki tasfiyesi sırasında, şirketin mal rejiminin sona erdiği andaki durumuna ve niteliğine göre beklenen değeri, Tüketici Fiyat Endeksi nazara alınarak tasfiye tarihindeki sürüm değeri göz önünde bulundurularak bir sonuca varılması gerektiği- Aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği-
Şuf'a hakkının kullanılmasından önce zamanaşımı işlemeyip; zamanaşımının bu tarihten başlatılmasının gerekeceği-
Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre kat mülkiyeti ancak tek bir parsel üzerinde bağımsız olarak kurulabileceğinden, böyle bir toplu yapıda Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği-
Mahkemece tapu kaydına dayanak teşkil eden belgeler getirtilip mirasçılar arasındaki pay temlikleri araştırılıp payları belirlenmeden yazılı şekilde kök murisin mirasçılık belgesi dikkate alınarak mirasçılık belgesinde belirtilen tüm mirasçılara pay verilmesinin doğru olmadığı-
Önalım hakkının kullanılmasında, süre noter aracılığı ile bildirimden itibaren başlayacağından bildirim yapılmamışsa hak sahibinin satışı öğrendiği ileri sürülerek hak düşürücü sürenin başlatılmasının olanaklı olmayacağı-
Davanın kabulünü gerektiren beyanın, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuracağı, davacının bu kabule karşı durmasının da sonuca etkili olmayacağı, hal böyle olunca, vekaletnamesinde yetkisi bulunan davalı vekilinin beyanının bağlayıcılığı ve kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuracağı dikkate alınarak ayın olarak (iptal ve tescile) ; buna imar mevzuatının ifraza imkan vermemesi durumunda ise;isteğin paya dönüştürülmesi suretiyle, davacının payına hükmedilerek uyuşmazlığın çözümlenmesinin gerekeceği-
Şuf’a davasını açmış olan paydaşın, dava sırasında taşınmazdaki payını herhangi bir nedenle yitirmesi veya başkasına devretmesi halinde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tasfiyeye konu taşınmazın boşanma davası tarihinden kısa bir süre önce üçüncü kişiye satıldığı, daha sonra tekrar satışa konu edildiği kısa süreli satışlarla taşınmazın el değiştirdiği anlaşıldığından, hayatın olağan akışına göre bu işlemlerin, TMK. mad. 229/2 uyarınca, “eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapılan devir” olarak kabul edilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.