Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre kat mülkiyeti ancak tek bir parsel üzerinde bağımsız olarak kurulabileceğinden, böyle bir toplu yapıda Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği-
Mahkemece tapu kaydına dayanak teşkil eden belgeler getirtilip mirasçılar arasındaki pay temlikleri araştırılıp payları belirlenmeden yazılı şekilde kök murisin mirasçılık belgesi dikkate alınarak mirasçılık belgesinde belirtilen tüm mirasçılara pay verilmesinin doğru olmadığı-
Önalım hakkının kullanılmasında, süre noter aracılığı ile bildirimden itibaren başlayacağından bildirim yapılmamışsa hak sahibinin satışı öğrendiği ileri sürülerek hak düşürücü sürenin başlatılmasının olanaklı olmayacağı-
Davanın kabulünü gerektiren beyanın, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuracağı, davacının bu kabule karşı durmasının da sonuca etkili olmayacağı, hal böyle olunca, vekaletnamesinde yetkisi bulunan davalı vekilinin beyanının bağlayıcılığı ve kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuracağı dikkate alınarak ayın olarak (iptal ve tescile) ; buna imar mevzuatının ifraza imkan vermemesi durumunda ise;isteğin paya dönüştürülmesi suretiyle, davacının payına hükmedilerek uyuşmazlığın çözümlenmesinin gerekeceği-
Şuf’a davasını açmış olan paydaşın, dava sırasında taşınmazdaki payını herhangi bir nedenle yitirmesi veya başkasına devretmesi halinde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tasfiyeye konu taşınmazın boşanma davası tarihinden kısa bir süre önce üçüncü kişiye satıldığı, daha sonra tekrar satışa konu edildiği kısa süreli satışlarla taşınmazın el değiştirdiği anlaşıldığından, hayatın olağan akışına göre bu işlemlerin, TMK. mad. 229/2 uyarınca, “eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapılan devir” olarak kabul edilmesi gerektiği-
27.03.1957 gün ve 12/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararma göre, paylı mülkiyete konu taşınmazın payını, paydaşı karı ve kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik etmesi halinde şeklen satış akdi bulunsa bile, hakikatte satıştan gayri miras hukukuna müteferri maksatlarının veya hibe gibi mülahazaların hâkim olduğu durumda, Medeni Kanunun gerçek satışlarda kabul eylediği önalım hakkının cereyan etmeyeceği-
Gerek müşterek gerek iştirak halinde mülkiyete konu olan taşınmazların tabii ve medeni semerelerinden bir paydaşın pay isteyebilmesi için «yararlanmadan alıkonulma» (istifadan men) koşulunun gerçekleş-mesine gerek olmadığı, buna karşın paylı taşınmazdan kullanma yolu ile elde edilen faydalanmalardan, diğer paydaşların yararlanmadan alıko-nulmadıkça pay isteyemeyecekleri –
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi isteği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.