Kanunun lafzına ve amacına göre yorumlanması gerekeceği, amaçsal yorumun hukukun evrensel ilkesi olduğu, amaç açık ise, yoruma gidilemeyeceği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun amacı açık olarak “hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınması” olduğundan ve yürürlük tarihi konusunda ayrık bir hüküm bulunmadığından değişikliğin derdest davalara da uygulanması gerekirken aksine bir yorumla değişikliğin ancak kanunun yayımından sonra açılacak davalara uygulanacağının kabulünün isabetsiz olacağı-
Kamulaştırma parasının artırılması davasında bilirkişi kurulunun raporu yasaya uygun biçimde düzenlenmemiş ise veya hâkime kanaat verici nitelikte değilse reddedilmeyip yeniden seçilecek bilirkişi kurulundan ayrıca rapor istenebileceği-
Dava konusu taşınmazın tamamının yüzölçümüne, geometrik durumuna ve enerji nakil hattının güzergâhına göre irtifak hakkının neden olacağı değer düşüklüğünün taşınmaz değerinin yüzde onunu geçemeyeceği gözetilmeden yüksek oranda değer düşüklüğü verilerek fazla artırma yapılmasının doğru olmayacağı-
Hakimin bilirkişi raporlarını her yönden denetlemek durumunda olduğu, bu denetimde, dosya içeriğine, maddi olgulara, aynı konudaki kamulaştırma davalarındaki belirlemelere aykırı olan hususların tespiti halinde yeknesaklığı sağlamak için bilirkişilerden bunları dikkate alan ek raporlar istemek veya kendisi re'sen bu tespitine uygun hesap yapmak durumunda olduğu, diğer taraftan, Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesinin ( b ) Bendine göre, kamulaştırılan bölümdeki değer eksilmesinin kamulaştırılan bölüme biçilen değer üzerinden hesaplanması gerekli olup, bu değer kaybının, taşınmazın düzenleme ortaklık payı düşülmeden önceki m2 değeri üzerinden hesaplayan raporlara göre hüküm kurulamayacağı-
Kamulaştırma bedelinin tespitinde tüm unsurlar gerekçeleri ile ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları da gösterilmek suretiyle kamulaştırma bedeli saptanmalıdır ve dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmazların ayrı ayrı incelenmesi neticesi aradaki farklılıkları, üstün ve eksik yönleri tek tek tesbit edilmeli, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu gerekçeleriyle saptanmalı ve bu suretle yapılacak karşılaştırma neticesi dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinin gerekeceği-
Bozma kararından esinlenerek, bozmadan önce dosyada bulunmayan ve incelenmeyen dava konusu taşınmazın imar durumuna ilişkin Karşıyaka Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nün 03.05.2004 tarihli yazısının getirtilerek incelenmiş olması ve karara gerekçe alınmasının direnme kararını değil, yeni bir hükmün varlığını göstereceği-
Davacı şirkete kamulaştırma işlemlerine ilişkin yapılan tebligatta, tebliğ memurunun bu tebligatı şirketin yetkili temsilcisine; onun herhangi bir nedenle tebliği alacak durumda olmaması halinde de usulüne uygun şekilde yetkili kılınan kişiye; şayet bunlar yoksa veya tebligatı alamayacak durumda iseler bu durumu tebliğ evrakına şerh ederek o yerde hazır bulunan tebliğe yetkili memur ve müstahdemlerinden birine o da yoksa herhangi bir memur veya müstahdeme yapması; tebligat evrakında da sırasıyla tebliğe yetkili kişilerin durumunu ve onlara tebliğ edilememe nedenini şerh etmesi gerekirken, hiçbir açıklamaya yer vermeden doğrudan davacının işçisine tebliğ etmiş olması karşısında tebligatın usulsüz olduğu ve kamulaştırma bedelinin arttırılmasına ilişkin davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerekeceği-
Kamulaştırma ile, tapuya tescilden önce mülkiyetin idareye geçeceği -
Davacının isteminin açıkça davalının görevi ihmal veya kötüye kullanma şeklinde ortaya çıkan haksız eyleme dayandığı, bu nedenle uyuşmazlığın avukatlık sözleşmesinden ve ücretinden kaynaklanmadığı, davanın çözümünde avukatlık yasasında tanımlanan avukatlık sözleşmesine ve ücretine ilişkin kuralların uygulanmayacağı, aksine borçlar hukukunun konuya ilişkin genel hükümlerinin uygulanması gerektiği , bunun da yargı yetkisine sahip genel mahkemelerin görev alanı içerisinde olup, görevi yasa ile sınırlı olarak belirlenen hakem yoluyla çözümlenemeyeceği-
Usuli kazanılmış hakkın, mahkemenin hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getireceği, bu kuralın uygulanmasında iki istisnanın öngörüldüğü, bunların, mahkemece Yargıtay Dairesi bozma kararına uyulduktan sonra görülmekte olan davaya uygulama imkanı bulunan yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı çıkması, diğerinin de, hükmüne uyulan bozma kararından sonra göreve ilişkin yeni bir yasal düzenlemenin getirilmiş olması olduğu, bu iki istisnanın bulunmaması halinde ilgili taraf lehine doğan usuli kazanılmış hakkın korunmasının gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.