Yenileme kadastrosu yargılama aşamasında yapılıp kesinleştiğine, dava tarihi itibarıyla davacının kadastral parseline davalının tecavüzü sabit olup, yenileme ile tecavüzün ortadan kalktığına göre davacının dava tarihi itibarıyla davasında haklı olması nedeniyle, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki 13 parsele ilişkin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, davalı dışında başka hissedarların bulunmasına rağmen bu kişilerin sözleşmeyi imzalamamış olmaları nedeniyle geçersiz olduğu ve bu nedenle taşınmazdaki dairelerin tapusunu istenmesinin söz konusu olamayacağı- Diğer maliklerin sözleşmeye muvafakat verip vermedikleri ve daha sonra bunlarla sözleşme yapılıp yapılmadığı ve sonuç olarak bu sözleşmenin geçerli hale gelip gelmediği konusunda yeterli araştırma yapılmadığından, belirtilen bu hususlarda yeterli araştırma yapılarak diğer hissedarlarla sözleşme yapılıp yapılmadığı veya muvafakat vermeleri sebebiyle geçerli olduğunun anlaşılması halinde bu kez davacı tarafa inşaatın yasal hale getirilmesi konusunda yeterli süre ve yetki verilerek yasal hale getirilmesi, yasal hale getirilmesi durumunda tarafların talepleri hakkında ayrıca karar verilmesi gerektiği- Davalının, gerek cevap dilekçesi gerekse imzası bulunan ve itiraz etmediği sözleşme uyarınca, dava konusu parselin 1/2 hissesine sahip iken, bunun yarı hissesinin bedelinin davacı tarafından kendisine verildiğini ve bunun davacıya ait olduğunu kabul ettiğine göre, davalının, hali hazırda adına kayıtlı 39/70 hissesinin yarısının ve davalının sözleşmeden sonra sattığı hisseleri de nazara alınarak bu hisselerin de yarısının davacıya ait olduğunun kabulüyle, davacı talepleri hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Davanın, tapusuz taşınmazlara elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğu, davacının akidi olduğunu ileri sürdüğü kişinin, asıl malik ile irsi bağlantısını belirleyen mirasçılık belgesinin mevcut olmadığı, mirasçıların payları üzerinde tasarruf yetkisi kazanabilmesi için, öncelikle mirasın taksim sözleşmesini imzalayanlarla muris arasındaki irs bağının kesinleşmiş olmasının gerekeceği-
4331 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 27.1.1998 tarihinden itibaren üç ay içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü veya mütevellilerince raiç yada emsal bedellere uygun olarak yeni kira bedeli ve koşulları tesbit edilip kendilerine tebliğ edilmesine karşın üç ayı takip eden otuz gün içerisinde kira sözleşmesi yapmayan eski kiracıların önceki kira sözleşmelerine dayanarak hak iddia edemeyecekleri- İptal edilen (4331 sayılı) kanuna göre oluşan kazanılmış hakların korunması; buna bağlı olarak hukuka ve devlete güvenin sağlanması, hukuk devletinin en önemli amaçlarından olan huzurlu ve istikrarlı bir ortamın yaratılması için Anayasa’nın 153/5.maddesi ile iptal kararının geriye yürüyemeyeceği-
Kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2016 tarihli bozma ilamı içeriğinde; sözleşme süresince ödenmesi kararlaştırılan ve tamamının arsa sahiplerinden N.’e ödenmiş olduğu anlaşılan, 30.000,00 TL kira bedeli bakımından birleşen davada davacı Ş.’nın payı oranında talepte bulunabileceği belirtilmiş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlâli suretiyle, sözleşme süresi için kararlaştırılmış kira bedeli alacağının tamamına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
MK. 725’e dayalı temliken tescil davalarının incelenmesinin, kadastro mahkemelerinin görevi dışında olduğu-
Tescil isteğinin, iptal isteğini de içereceği, bunun yanı sıra bu tür istekler hakkındaki davada husumetin kayıt maliki ya da ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi zaruretinin olacağı, hal böyle olunca;olayda husumette yanılgının değil, noksanlığın olduğu gözetilerek kayıt malikinin ölmüş ise mirasçılarının dahili dava ya da teşmil-i dava yoluyla davada yer almalarının sağlanması,ondan sonra işin esasının iptal isteğini de içerecek şekilde incelenip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Haksız işgal iddiasına dayalı ecrimisil istemi-
Bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu- Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebileceği, ayrıca elatma bir haksız fiil olup, taşınmaza fiilen müdahale eden aleyhine elatmanın önlenmesi davası açılabileceği-Mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu dinlenen yerel bilirkişiler anlatımlarında, duvarın davalı köy tüzel kişiliği tarafından yıkılmadığını belirtmişler, yine taşınmazlar başında dinlenen tanıklar genel olarak ifadelerinde, duvarın köy halkı tarafından yıkıldığını ve o bölgede hayvan otlattıklarını açıklamışlar, davalı köy tüzel kişiliğinin bir eyleminden bahsedilmediğinden, mahkemece, somut olayda davalı köy tüzel kişiliğinin bir eyleminin kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istekleri-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.