E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine-
Dava konusu taşınmazın öncelikle arazi mi, arsa mı olduğunun tespit edilmesinden sonra; davacı, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kal ve eski hale getirme talebinde de bulunduğundan taşınmaz arazi ise ekilebilir ürünlere göre net gelir metodu uygulanmak suretiyle, arsa ise emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile taşınmazın el atılan bölümün bedeli ile eski hale getirme bedeli tespit ettirilip, el atılan bölümün bedelinin kal ve eski hale getirme masraflarından fazla olması halinde müdahalenin önlenmesine, kaline ve eski hale getirmesine karar verilmesi; aksi takdirde el atılan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el atılan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği-
Asli müdahale davası ile asıl yargılamanın birlikte yürütülüp karara bağlanacağı- Usul hükümleri derhal uygulanacağı- Yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirmiş olması halinde üçüncü kişiler arsa sahiplerinden hak iddia edebileceklerinden, müdahillerin ve yüklenicilerin taleplerinin birlikte görülüp değerlendirilmesi gerektiği- Mahkemece mahallinde keşif yapılarak kapı numaralarının değişip değişmediği belirlendikten sonra tarafların kullandıkları yerler de gözönüne alınarak kat irtifakının mevcut duruma göre ilişkilendirilerek karar tesis edilmesi gerektiği-
8. HD. 20.04.2021 T. E: 2018/7851, K: 3707-
Yenileme kadastrosu yargılama aşamasında yapılıp kesinleştiğine, dava tarihi itibarıyla davacının kadastral parseline davalının tecavüzü sabit olup, yenileme ile tecavüzün ortadan kalktığına göre davacının dava tarihi itibarıyla davasında haklı olması nedeniyle, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki 13 parsele ilişkin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, davalı dışında başka hissedarların bulunmasına rağmen bu kişilerin sözleşmeyi imzalamamış olmaları nedeniyle geçersiz olduğu ve bu nedenle taşınmazdaki dairelerin tapusunu istenmesinin söz konusu olamayacağı- Diğer maliklerin sözleşmeye muvafakat verip vermedikleri ve daha sonra bunlarla sözleşme yapılıp yapılmadığı ve sonuç olarak bu sözleşmenin geçerli hale gelip gelmediği konusunda yeterli araştırma yapılmadığından, belirtilen bu hususlarda yeterli araştırma yapılarak diğer hissedarlarla sözleşme yapılıp yapılmadığı veya muvafakat vermeleri sebebiyle geçerli olduğunun anlaşılması halinde bu kez davacı tarafa inşaatın yasal hale getirilmesi konusunda yeterli süre ve yetki verilerek yasal hale getirilmesi, yasal hale getirilmesi durumunda tarafların talepleri hakkında ayrıca karar verilmesi gerektiği- Davalının, gerek cevap dilekçesi gerekse imzası bulunan ve itiraz etmediği sözleşme uyarınca, dava konusu parselin 1/2 hissesine sahip iken, bunun yarı hissesinin bedelinin davacı tarafından kendisine verildiğini ve bunun davacıya ait olduğunu kabul ettiğine göre, davalının, hali hazırda adına kayıtlı 39/70 hissesinin yarısının ve davalının sözleşmeden sonra sattığı hisseleri de nazara alınarak bu hisselerin de yarısının davacıya ait olduğunun kabulüyle, davacı talepleri hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Davanın, tapusuz taşınmazlara elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğu, davacının akidi olduğunu ileri sürdüğü kişinin, asıl malik ile irsi bağlantısını belirleyen mirasçılık belgesinin mevcut olmadığı, mirasçıların payları üzerinde tasarruf yetkisi kazanabilmesi için, öncelikle mirasın taksim sözleşmesini imzalayanlarla muris arasındaki irs bağının kesinleşmiş olmasının gerekeceği-
4331 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 27.1.1998 tarihinden itibaren üç ay içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü veya mütevellilerince raiç yada emsal bedellere uygun olarak yeni kira bedeli ve koşulları tesbit edilip kendilerine tebliğ edilmesine karşın üç ayı takip eden otuz gün içerisinde kira sözleşmesi yapmayan eski kiracıların önceki kira sözleşmelerine dayanarak hak iddia edemeyecekleri- İptal edilen (4331 sayılı) kanuna göre oluşan kazanılmış hakların korunması; buna bağlı olarak hukuka ve devlete güvenin sağlanması, hukuk devletinin en önemli amaçlarından olan huzurlu ve istikrarlı bir ortamın yaratılması için Anayasa’nın 153/5.maddesi ile iptal kararının geriye yürüyemeyeceği-
Kapatılan Yüksek 23. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2016 tarihli bozma ilamı içeriğinde; sözleşme süresince ödenmesi kararlaştırılan ve tamamının arsa sahiplerinden N.’e ödenmiş olduğu anlaşılan, 30.000,00 TL kira bedeli bakımından birleşen davada davacı Ş.’nın payı oranında talepte bulunabileceği belirtilmiş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlâli suretiyle, sözleşme süresi için kararlaştırılmış kira bedeli alacağının tamamına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
MK. 725’e dayalı temliken tescil davalarının incelenmesinin, kadastro mahkemelerinin görevi dışında olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.