Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sendikal tazminat ile fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine-
Tanık beyanlarında davacının hem balık üretim çiftliğinde her türlü işi yaptığından bahsedilmiş hem de nakliye işlerini de davacının yaptığı belirtilmişse, davacının yaptığı işlerden hangisinin daha baskın olduğu (şoförlük veya üretim elemanı olarak çiftlik işleri) belirlenerek Mahkemenin görevini etkileyecek bu husus araştırılıp çıkan sonuca göre İş Mahkemesi görevli ise davaya devam edilmesi aksi halde görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Eşit davranma borcuna aykırılığı ispat yükü işçide olmakla birlikte, işçinin ihlalin varlığını güçlü biçimde gösteren bir delil ileri sürdüğünde aksinin işveren tarafından ispatlanması gerektiği- Davalı işveren ile yüklenici firmalar arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğu ve işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesinden davalı işverenin işçisi görünen sendikalı işçiler gibi, davacının da yararlanması gerektiği hususları tespit edilmiş olmasına rağmen, fesih tarihine kadar geçen süre zarfında muvazaayı ortadan kaldırıcı bir uygulamaya gidildiğine dair delil sunulmadığı, bu yönüyle asıl işveren işçileri ile alt işveren işçileri arasında ücret konusunda ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle eşit davranmama tazminatına hükmedilmişse de, somut olayda "dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep" gibi sebeplere" (İş K. mad. 5/1) dayalı bir ayrımın yapıldığı ileri sürülüp kanıtlanamadığı gibi, salt asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkide muvazaanın varlığı da işverenin eşit davranma yükümlülüğünü ihlal ettiği anlamına gelmediğinden, eşit davranmama tazminatı talebinin reddi gerektiği-
Davacının, davalıya ait işyerinde pres operatörü olarak yaklaşık 2 yıl çalıştığı ve işyerinde iş kazası geçirdiği işverenin 12.12.2014 tarihli fesih bildiriminde belirtilen iddiaları konusunda fesihten öncesine ait tutanak bulunmadığı, davacının 17.11.2014 tarihinde işe 45 dakika geç kalması nedeniyle üretimi aksattığına yönelik tutanak tutulmuşsa da davacının kapı giriş kaydında 15:12 de işyerine geldiği 23:30 işyerinden ayrıldığı, servisle işyerine geldiği ve İnsan kaynaklarına işyeri ile ilgili sorunlarını belirtir dilekçe verdiği bu dilekçesinin de dosyada mevcut olduğu, "personele gittiğimiz için geç iş başı yaptık, haber vermek için grup başı arandı cevap vermedi" şeklinde savunma yaptığı ve işçinin bu mazeretinin işyeri ile ilgili olması nedeniyle geçerli nedene dayandığı, diğer fesih nedenlerinin ise davalı tanık beyanlarında da davacının performans ve davranışlarında sıkıntı olmadığı belirtilmekle ispat edilemediği anlaşıldığından davacının feshi gerektirir bir davranışının bulunmadığı işveren feshinin haklı yada geçerli bir nedene dayanmadığı sabit olup feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermek gerektiği-
Dava dışı işçi Afet ELKIRMIŞ’ın işçilik alacaklarının tahsili için açtığı dava sonucunda verilen kararın icra takibine konulması sonucu yaptığı ödemeden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, ödenen bedelin davalıdan tahsiline-
Kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, eşit davranmama tazminatı, fark ücret, ikramiye, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Davacının imzası bulunmayan bordrolarda belirtilen fazla çalışma ücreti tahakkuk miktarlarının, "banka kanalıyla davacıya ödendiği" davalı işveren tarafından ispatlandığından, ödenen miktarların, fazla çalışma ücreti alacağı tutarından mahsup edilmesi gerektiği- Islah dilekçesi ile de davanın türünün değiştirilemeyeceği- Islah dilekçesinde talep edilen “yasal faiz” ifadesinin, 3095 s. K. m.1'de düzenlenen "yasal faiz" olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu ifadenin "yasadan kaynaklı faiz" olarak geniş yorumlanmasının, diğer faiz türlerinin yorumlanması yolunu da açarak kavram kargaşasına neden olacağı-Davacı, dava dilekçesinde talep edilen alacaklara ilişkin mevduat faiz talep etmişken, ıslah dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunarak ıslah edilen alacaklar bakımından faiz türüne ilişkin talebini değiştirme iradesini ortaya koyduğundan, ıslah dilekçesiyle artırılan miktarlar için ıslah tarihinden yasal faiz uygulanması, ancak 4857 s. İş K. mad. 34 gereğince, ödenmeyen ücret alacaklarına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranın uygulanacağı hüküm altına alındığından, hükmolunan yasal faiz oranının en yüksek mevduat faiz oranını da aşmaması gerektiği- "Dava konusu alacakların İş Kanunundan kaynaklandığı ve anılan Kanunla faiz türünün düzenlendiği, bu faizin 4857 sayılı İş Kanunundan yani yasadan kaynaklandığı, dolayısıyla istenilen alacakların niteliğine göre en yüksek mevduat faiz oranının uygulanması gerektiği, ıslah ile yasal faiz istenilmesinin bu talebi sınırlamadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davalı olarak yer alan İzmir İl Özel İdaresinin 30/03/2014 tarihinden itibaren tasfiye edilmek suretiyle kapatıldığı, yargılamanın ise 09/04/2014 tarihinde sonlandırıldığı, karar tarihi itibariyle kapanmış kurum hakkında hatalı olarak karar verildiği anlaşıldığı olayda il özel idaresindeki çalışmalardan doğan bir borç olması dikkate alındığında davanın İçişleri Bakanlığına yöneltilmesi gerektiği-
Başkasının düzenlediği sahte faturaları işyerindeki kişilere vermek suretiyle bunların kullanılmasını sağlamak" şeklinde gerçekleşen eyleminden dolayı, sahtecilik suçundan 10 ay hapis cezasına mahkum edilmiş ve bu cezasının ertelenmemiş olmasına, bu niteliğiyle, söz konusu suçun işyerinde işlenmiş bir suç olarak kabulünün gerekmesine; öte yandan, mahkumiyet kararından işyerine bilgi vermemesinin ve mahkumiyet kararının infazına başlanmasından kısa bir süre önce kendisini hastaneye sevk ettirip, rapor almak suretiyle mahkumiyet kararını işverenden gizlemeye çalışmasının doğruluk ve bağlılıka uymayan davranış niteliğinde bulunmasına, bu durumda, davalı işverenin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II.maddesinin (e) ve (f) bentleri uyarınca haklı nedenle derhal fesih hakkının doğmuş ve bu yönde işlem yapılmış olması karşısında, davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığının kabulünde zorunluluk bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekeceği-
Arabuluculuğa başvuru 2021 yılının Mart ayında yapılmış, dava 02.09.2021 tarihinde açılmış olup bu tarih itibarıyla imzalanmış bir toplu iş sözleşmesi olmadığı gibi dava dilekçesinde de bu toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zammına yönelik bir talep mevcut olmadığı- Arabuluculuk başvuru tarihindeki koşullar değerlendirilmeksizin ve talep de mevcut olmadığı hâlde 01.01.2021 tarihinden sonraya ilişkin fark ücretin hesaplanmasında, bireysel iş sözleşmesi doğrultusunda belirlenmiş temel ücrete %12 oranında ücret zammı uygulanması hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.