3. HD. 29.02.2016 T. E: 2015/18941, K: 2827-
Üniversitede öğrenci olan ve gelirinin bulunmadığı tespit edilen davacının talebinin, MK. nun 365/II maddesi gereğince, geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun yardım nafakası istemi olduğu halde, dava dilekçesinde sehven yoksulluk nafakası olarak yazılmasının sonuca etkili olmayacağı- Dava tarihinde davacı anne tarafından TMK’nun 336/2 maddesi gereğince velayet hakkına dayanılarak açılan davada, yargılama sırasında reşit olan ve üniversitede öğrenci olan davacı tarafından asaleten yardım nafakası talebinde bulunulması ve daha sonra avukat ile davayı takip etmesi nedeniyle, reşit olduğu tarihten sonrası için de yardım nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın gelirinin göz önünde bulundurulması gerektiği-
Lehine iştirak nafakası hükmedilmiş olan kişinin ergin olmasıyla nafaka borçlusunun, nafaka ödeme yükümlülüğünün sona ereceği, ergin çocuğun MK’nun 364. maddesi uyarınca “yardım nafakası” talepli ayrıca bir dava açıp lehine karar aldıktan sonra nafaka borçlusu hakkında takip yapabileceği–
3. HD. 10.03.2016 T. E: 208, K: 3579-
Ayrı yaşayan eşin ekonomik durumu iyi olsa dahi az veya çok katkıda bulunulacağı; kadının gelir durumunun ancak takdir edilecek nafaka miktarına etkili olabileceği görüşü benimsenerek, sonuçta davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Takibe konu boşanma ilamında; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine ve çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de; anılan nafakanın alacaklısı kendisine velayet görevi verilen anne olduğundan, velayet sonlanana kadar nafakaların anne tarafından talep edilebileceğinin kabulü gerektiği-
Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerekeceği; yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, bu nedenle kanun koyucunun, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmadığı, kanuni bir görev olarak düzenlediği, yardım nafakasının belirtilen nitelikleri nedeniyle, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun tam olarak belirlenmesi gerekeceği-
Reşit olan çocuklar adına annelerinin iştirak nafakası isteyemeyeceği, şart- ları var ise reşit çocuğun yardım nafakası talebinde bulunabileceği–
Onsekiz yaşını tamamlamış ve çalışmasına engel bir durumu bulunmayan kız çocuğuna, babasının nafaka ödemek yükümlülüğü bulunmadığı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.