Kamulaştırma bedellerine ilişkin ilamların kesinleşme tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun'un 1.maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46.maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil-
İdarenin yürüttüğü kamu hizmetinin doğrudan sonucu olan ve nedensellik bağı kurulabilen özel ve olağan dışı nitelikte bulunduğundan davalı idarenin bu zarardan kusursuz sorumluluk ilkesine göre sorumlu olduğu- Olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirmiş olduğundan kararın kaldırılması gerektiği-
Belediyeye ait haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediyenin ispatlaması gerektiği, haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkanını da kendisinin kaldırmış olacağı-
Arsa Ofisi Kanunu ile konulan sınırlandırmanın kamu hukukundan doğan bir sınırlandırma olduğu, tarafların iradesi ile sınırlandırmanın değiştirilmesi veya kanunda öngörülen şartlar gerçekleşmeden sınırlan-dırmanın kaldırılmasının mümkün olmadığı (MK. 731)- Antalya İli Özel İdaresi tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğünden satın alınarak, ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasının sağlanması amacıyla Valilik ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen protokol gereği ofise devredilen arsaların ofisçe kooperatiflere devri ve kooperatif ortaklarına dağı-tı-mını takiben 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununun 11’nci maddesi uyarınca tapu kayıtlarına konulan “satış şartlarına uygun inşaat ikmal edilmedik-çe üçüncü şahıslara satılamaz, bağışlanamaz veya haczolunamaz” yolundaki şerhin hüküm ve sonuçlarının sözleşme ile ortadan kaldırılamayacağı, değiştirilemeyeceği ve süre sonunda bu şerhin hükümsüz hale gelmeyeceği"ne ilişkin İçtihadı Birleştirme Kararı-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceği, o halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak davalı Belediye aleyhine açılmış olan bu davada, HMK 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlu Belediye Başkanlığı'nın hacizlerin kaldırılması talebi hakkında işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, icra müdürlüğünün takdir hakkı bulunmadığı gerekçesi ile eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
6552 sayılı Yasa ile değişik 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesi 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, hacizler bu maddenin yürürlük tarihinden önce konulmuş olsa da belediye tarafından hacizlerin kaldırılması için borca yetecek kadar malları icra müdürlüğüne bildirmesi ve bu mallar üzerine haciz konulmasını talep etmesi durumunda önceki haciz konulan malların üzerindeki haczin kaldırılmasının istenemeyeceği-
İcra memurunun kendiliğinden «haczedilmezlik kararı» verip, bankadaki belediyeye ait parayı hacizden kaçınamayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.