Davacının aracında oluşan hasar, aşırı yağan yağmurdan dolayı derenin taşması suretiyle meydana geldiğine göre 2560 sayılı Kanun’un 2 ve 25. maddeleri gereğince davalı İSKİ tarafından yetki ve görevi dahilinde bulunan yağmur sularının toplanıp yerleşim yerlerinden uzaklaştırılamaması nedeniyle derenin taşması sonucu meydana gelen zararlardan dolayı İSKİ Genel Müdürlüğü'nün sorumlu tutulabilmesinin mümkün olduğu-
Köy tüzel kişiliğinin orta mallarının haczedilemeyeceği-
5393 Sayılı Yasa'nın 15. maddesinin '' Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez '' hükmünü taşıdığı, yargılama sırasında haciz konulan hesaplar borçluya açıklattırılıp ilgili ekstreler celp edilip gerektiğinde bilirkişi aracılığı ile hesapların anılan madde kapsamında olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bir başka dosyada alınan rapor esas alınarak verilen kararın doğru olmadığı-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği-
Yerel mahkemenin tebliğ giderinin bulunmaması nedeniyle yenileme istemini kabul etmeyip; dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren yasal üç aylık süresi içinde geçerli bir yenileme talebinde de bulunulmayıp, dosya yenilenmediğinden, davanın açılmamış sayılmasına karar vermesinin yerinde olduğu-
Kamulaştırma bedellerine ilişkin ilamların kesinleşme tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun'un 1.maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46.maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil-
İdarenin yürüttüğü kamu hizmetinin doğrudan sonucu olan ve nedensellik bağı kurulabilen özel ve olağan dışı nitelikte bulunduğundan davalı idarenin bu zarardan kusursuz sorumluluk ilkesine göre sorumlu olduğu- Olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirmiş olduğundan kararın kaldırılması gerektiği-
Belediyeye ait haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediyenin ispatlaması gerektiği, haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkanını da kendisinin kaldırmış olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.