Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceği, o halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak davalı Belediye aleyhine açılmış olan bu davada, HMK 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlu Belediye Başkanlığı'nın hacizlerin kaldırılması talebi hakkında işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, icra müdürlüğünün takdir hakkı bulunmadığı gerekçesi ile eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
6552 sayılı Yasa ile değişik 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesi 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, hacizler bu maddenin yürürlük tarihinden önce konulmuş olsa da belediye tarafından hacizlerin kaldırılması için borca yetecek kadar malları icra müdürlüğüne bildirmesi ve bu mallar üzerine haciz konulmasını talep etmesi durumunda önceki haciz konulan malların üzerindeki haczin kaldırılmasının istenemeyeceği-
İcra memurunun kendiliğinden «haczedilmezlik kararı» verip, bankadaki belediyeye ait parayı hacizden kaçınamayacağı–
Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirlerinin haczedilemeyeceği- Belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılmasının zorunlu olduğu- İSKİ'ye ait taşınır-taşınmaz malların Devlet malı sayılacağı hükmü, ceza hukuku yönünden olup, hacze engel değil ise de İSKİ, 2560 sayılı Kanun gereğince İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin idari yapılandırılmasında yer aldığından, hakkında 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/ son ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un 7.maddelerinin uygulanması gerektiği- Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunmasının zorunlu olduğu- Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerektiği-
Tescili istenen taşınmazın kamu hizmetine tahsis edildiği hallerde tescil yerine mülkiyetin tespitine karar verilebilir ise de taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlar TMK'nun 684. maddesine göre arzın bütünleyici parçası olup ayrı bir mülkiyet konusu oluşturamayacağı-
İçme suyu gelirlerinin, vergi, resim, harç niteliğinde olmayıp haczinin mümkün olduğu-
Yapı eseri malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin davada, dava konusu yangın olayına ilişkin yangın raporlarındaki çelişkinin giderilip, dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile, taraf vekillerinin iddia ve savunmaları, soruşturma dosyası, dosyada mevcut tutanaklar (itfaiye,jandarma) ve yine tarafların bilirkişi raporlarına karşı itirazları da değerlendirilerek, dava konusu yangının çıkış sebebinin kesin bir şekilde belirlenmesi ve dava konusu olayda tarafların kusur ve sorumluluklarına ilişkin, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Dava, imar ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemi- Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, sadece hava fotoğrafları dosyaya getirtilerek bilirkişi tarafından dava konusu yer harita üzerinde işaretlenmekle yetinilerek dava konusu edilen bölümün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmadan tek kişilik ziraat ve tek kişilik jeoloji bilirkişi raporu ile yetinilmesi ve eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı Bakan’ın, kimi Kuruluşların açılış törenlerinde «... bugün SSK.’da PKK’lılar memur olarak çalışmaktadır... SSK’nun tabii hizmet-lerini görebilmesi için aldığı telsizler, PKK’lıların elinde, onlara hizmet sunuyor. PKK’lıyı başhekim tayin eden bir genel müdürle çalışmam...» şeklinde sarfettiği sözler, davacı SSK. Genel Müdürlüğünün (tüzel kişi-liğinin) kişilik haklarına saldırı teşkil eder mi?–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.