Mahkemece, karar verilmesinin ardından verilen bozma kararından sonraki yargılama aşamasında ıslah yapılmasının mümkün olmadığı, mahkemece bu husus göz ardı edilerek bozmadan sonraki yargılama aşamasında yapılan ıslahın yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği- Ecrimisil tazminatı için faiz talep edilebilir ise de her ay için gerçekleşen ecrimisil tazminatına ayrı ayrı faize hükmedilmesine imkan sağlayan bir düzenleme bulunmadığı gibi hükmün yazılış biçimine göre de hüküm altına alınan alacağın toplam olarak gösterilmesinin ve her ay için ne kadar faiz hesaplandığı belirtilmemesinin infazda tereddüte neden olacağı-
Gerekçe ve hüküm fıkralarının birbiri ile çelişkili bir hükmün yaratılamayacağı-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemi-
İcra müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılması halinde üçüncü kişi dava açmamış ise alacaklının açtığı davayı takip etmekte hukuki yararı bulunmadığı, ancak görülecek davada ispat külfetinin davalı 3.kişiye ait olacağı- Davacı alacaklı lehine % 40 tazminata kararı verebilmek için, istihkak davası üzerine alacaklının alacağını tahsile olanak vermeyecek şekilde takibin talikine (ertelenmesine) karar verilmesi ve yargılama sonunda alacaklının davasının kabulüne karar verilmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği-
Davacının, hesaba yatırılan miktarları esas alarak tahsil hükmü kurulması talep ettiği nazara alındığında, mahkemece davacıya yapılan ödemelerin bulunduğu da tespit edilmesine rağmen, davanın tam kabulü yönünde hüküm tesis etmesi doğru olmadığı gibi, alacak miktarına yönelik hüküm bölümünün de infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu-
Taşınmaz üzerine konulan haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, hangi tarihli haciz şerhlerinin kaldırıldığı hükümde açıkça gösterilmediğinden kararın infazına elveriş olmadığı-
11. HD. 16.04.2018 T. E: 2017/2123, K: 2731-
Davalılardan ...nın faaliyet alanı içerisinde konut inşaatı yer almakta olup, davalılar arasındaki sözleşmenin konusunun da konut projesine ilişkin olduğu, tarafların dilekçesindeki açıklamaları, işin niteliği ve faaliyet alanları nazara alındığında davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabulü gerekeceği, kaldı ki; davalı şirketler arasındaki inşaat sözleşmesi .............. tarihinde feshedilip sözleşme konusu inşaat işyeri ...ne devredilmesine rağmen davacının bu şirkette şantiye şefliğinin devam ettiğinin de kayıtlar ile sabit olduğu, bu durumda, her iki davalı şirketin de talep konusu alacaklardan birlikte sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Ücretleri ödenmeyen ve bu nedenle iş görme edimini yerine getirmeyen davacı işçinin iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanmadığı, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine reddinin hatalı olduğu- Davanın açılış şekli itibariyle kısmi eda, külli tespit talepli belirsiz alacak davası olduğu, mahkemenin davaya karşı zamanaşımını gözetmesinin yerinde olduğu, ancak, davacının yaptığının ıslah olmayıp, talep artırımı ile alacağın belirli hale getirilmesi olduğu, belirsiz alacak davasının bütün türlerinde dava açılmakla zamanaşımının kesileceği, talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def’inin hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def’inin dikkate alınmaması gerekirken hukukî değer taşımayan zamanaşımına def’ine göre karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dosya içeriğindeki belgeler ile Uyap üzerinde yapılan sorgulama neticesinde davacı ......... mirasçılarından sadece ......... yönünden ................ tarihli temlikname ile alacaklılarından mal kaçırma amacıyla temlikin yapıldığı iddiasıyla dava dışı kişiler tarafından tasarrufun iptali davasının açıldığı, ............ Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilamıyla davanın kabulüne karar verildiğinin görüldüğü, bu durumda mahkemece anılan tasarrufun iptali davası sonucunun eldeki itirazın iptali davası için bekletici mesele yapılması gerekeceği- Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt yaratacak şekilde, icra inkar tazminatı, vekalet ücreti, yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen ret edilen miktar yönünden davalı kendini vekili ile temsil ettirdiğinden lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve yargılama giderlerinin de davanın kabul-ret oranı dikkate alınarak taraflar arasında paylaştırılması gerekmekte iken tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı- Davalı vekili tarafından kötü niyet tazminatı talebi bulunmasına rağmen herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı ve davalı tarafından ortaklaşa kullanılan yerler hakkında MK. 984’deki bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.