Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa'ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK'nun 19/2, 117 maddeleri gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesi gerekeceği, HMK'nun 19/4. maddesine göre de, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği-
Haczedilen eşyaları, borçlu ile davalı üçüncü kişi birlikte ellerinde bulundurduklarından, İcra ve İflas Kanunu'nun 97/a-2. maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararına olduğu-
Fer’i katılanın (müdahilin) katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olduğu, bağımsız olarak hareket edemeyeceği–
İİK’nun 97. maddesine göre istihkak iddiasında bulunan 3. kişinin dava açması gerekirken gerek İcra Müdürlüğü’nün yanlışlıkla alacaklıya süre vermesi gerekse alacaklı tarafından kendiliğinden istihkak iddiasının kaldırılması için dava açmasının, 3. kişide olan ispat yükümlülüğünün yerini değiştirmediği gibi açılan davanın reddini gerektirmeyeceği-
Açılmış olan istihkak davasında dava konusu yerin vergi levhasıyla birlikte üçüncü kişiye kiralandığına dair ibraz edilen adi yazılı kira sözleşmesi hakkında alacaklının şikâyeti üzerine açıldığı anlaşılan sahtelik davasının sonucunun, açılan istihkak davasında bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Davanın taraflarının müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları hukuki dinlenilme hakkının Anayasa'nın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsuru olduğu bu itibarla davanın taraflarından birisinin yargılama sırasında ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılımları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
İcra Mahkemesi'nce şikayet üzerine, ancak yapılan haczin, uslüne uygun olup olmadığı denetlenebileceği, işin esası ile ilgili itirazın genel mahkemede yargılama yapılarak incelenebileceği-
İİK'nin 97/1 maddesinde öngörülen prosedürün işletilmesi halinde icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine ilişkin kararının 3. kişiye tefhim ya da tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davasının açılması gerektiği- Bu karar tefhim veya tebliğ edilmediği takdirde, hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar 3. kişi tarafından istihkak davası açılabileceği-
TMK. mad. 684 uyarınca bütünleyici parçanın ayrı bir mülkiyete konu olamayacağı ve asıl şeyden ayrı olarak haczinin mümkün bulunmadığı- Karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile asıl alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak açtığı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi davasına ilişkin davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, öncelikle davada kabul/ret oranı belirlenerek tarifede belirtilen kural dikkate alınmak suretiyle belirlenen oran üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Borçlu şirket borcun doğumundan sonra, takip tarihinden de kısa bir süre önce İİK. mad. 280/3 kapsamında, alacaklıya zarar verme kastı ile ticari emtiasının önemli bir bölümünü üçüncü kişiye devretmiş olduğundan, aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeni ile, üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu, dolayısıyla alacaklıya zarar verme kastını bilebilecek durumda olduğu- Devirin, gerçek olduğu kabul edilse bile, İİK’nun 44. madde gereklerinin yerine getirilmediği görüldüğünden, devralan üçüncü kişinin işletmenin borçlarından iki yıl süre ile sorumlu olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.