İcra Mahkemesi'nce şikayet üzerine, ancak yapılan haczin, uslüne uygun olup olmadığı denetlenebileceği, işin esası ile ilgili itirazın genel mahkemede yargılama yapılarak incelenebileceği-
İİK'nin 97/1 maddesinde öngörülen prosedürün işletilmesi halinde icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine ilişkin kararının 3. kişiye tefhim ya da tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davasının açılması gerektiği- Bu karar tefhim veya tebliğ edilmediği takdirde, hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar 3. kişi tarafından istihkak davası açılabileceği-
TMK. mad. 684 uyarınca bütünleyici parçanın ayrı bir mülkiyete konu olamayacağı ve asıl şeyden ayrı olarak haczinin mümkün bulunmadığı- Karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile asıl alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak açtığı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi davasına ilişkin davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, öncelikle davada kabul/ret oranı belirlenerek tarifede belirtilen kural dikkate alınmak suretiyle belirlenen oran üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Borçlu şirket borcun doğumundan sonra, takip tarihinden de kısa bir süre önce İİK. mad. 280/3 kapsamında, alacaklıya zarar verme kastı ile ticari emtiasının önemli bir bölümünü üçüncü kişiye devretmiş olduğundan, aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeni ile, üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu, dolayısıyla alacaklıya zarar verme kastını bilebilecek durumda olduğu- Devirin, gerçek olduğu kabul edilse bile, İİK’nun 44. madde gereklerinin yerine getirilmediği görüldüğünden, devralan üçüncü kişinin işletmenin borçlarından iki yıl süre ile sorumlu olacağı-
Haciz sırasında hazır bulunmayan ve dava konusu menkullerin haczine ilişkin tutanağın İİK’nun 103.maddesi uyarınca tebliğ işlemi kendisine yapılmayan borçlunun, istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığının anlaşılamayacağı, mahkemece, borçluya usulüne göre davetiye çıkarılarak davaya katılımının sağlanması gerekeceği-
İflas kararı, istihkak iddiası hakkında verilen karardan sonra kesinleştiğinden, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla üçüncü kişinin açtığı İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet konusuz kaldığından, şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına,  yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiği-
Borç, ihtirazi kayıtla ödenmiş olduğundan, menkuller üzerindeki haciz kalkmış olsa dahi, dava ödenen bedel üzerinden devam edeceğinden, yargılamaya devam edilerek, deliller toplanıp işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ortada istihkak iddiasına konu menkul haczi bulunmadığından bahisle, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu teknenin yapımı konusunda dava dışı Şti. ile davacı arasında sözleşme yapıldığı, bu sözleşme gereğince ödemelerin davacı tarafından yapıldığı, faturanın haciz tarihinden önce düzenlendiği, borçlunun dava dışı Şti.nin yetkilisi olmasına rağmen, bu şirketin borcun doğumundan uzun süre önce kurulduğu, faaliyet alanının gemi yat gibi araçların inşası olduğu davacı ile borçlular arasında organik bağ bulunduğuna dair delil ibraz edilemediği gerekçesiyle üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Başka bir icra mahkemesinin, tarafları ve konusu aynı olan dosyada (istihkak davasında) verdiği kararın, bu dosya bakımından da “güçlü delil” niteliğinde olacağı-
Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvazaalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu, muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabileceği- İİK'nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin işletmenin devrini sakatlamayacağı, anılan hükmün yalnız cezai yaptırımının olduğu, aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yolun muvazaanın iddia ve ispat edilmesi olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.