Süresi içinde ibraz olunmayan çekle ilgili olarak davalı (keşideci) ile ciro yoluyla çeke hamil olan davacı arasında temel ilişki bulunmadığından, uyuşmazlığın 6762 s. TTK. mad. 644 hükmü çerçevesinde değerlendirilip çözümlenmesi gerektiği, mahkemece bu yön gözden kaçırılarak "ispat külfetinin davacı hamilde olduğu, davacının açmış olduğu davanın sebepsiz zenginleşme davasının olmadığı, davanın itirazın iptali davası olduğu ve davacının temel borç ilişkisini gösterir belge ve delil sunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tebliğ zarfına "mernis adresi" olması dışında düşülmüş bir şerh bulunmadığından tebligatın usulsüz olduğu-
Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacağı-
Borçlunun icra mahkemesinden talebi, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olup, HMK'nın 26. maddesi gereğince hakimin tarafların talebi ile bağlı olduğu, buna rağmen talep aşılarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin anılan yasa hükmüne aykırı olduğu-
İcra takibine borçlunun itiraz etmemesi suretiyle icra takibinin kesinleşmiş olmasının, borçlu tarafından «takip konusu senedin sahte olduğu» konusunda olumsuz tespit davası açılmasını engellemeyeceği–
12. HD. 23.11.2023 T. E: 5181, K: 7762
Dava dilekçesi ve duruşma günü davalı şirkete '' aynı adreste birlikte çalışan ......'e tebliğ edildi.'' şerhi ile tebliğ olunmuşsa da bu kişinin şirket yetkilisi olup olmadığı belirtilmediği gibi adı geçenin yetkili temsilci olmaması durumunda hangi nedenle bu kişiye tebliğ yapıldığı da belirtilmediğinden yapılan bu tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği-
Davalı cevap dilekçesi ile 4 adet tanık ismi bildirmiş, bunlardan üçüne mahkemece davetiye çıkarılmış ve birisi dinlenerek davacı yararına hüküm kurulmuş olup, ancak davalı tanığın adı ve adresi dilekçede belirtilmesine rağmen mahkemece ne dinlenmesinden vazgeçilmiş ne de dinlenmesi için gerekli usuli işlemler yapıldığından davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmış olduğu, tanığın da dinlenmesinden sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanabilmesi için usulsüz de olsa bir tebligat yapılmasının gerekeceği, herhangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş olması halinde ise söz konusu madde hükmünün uygulanmayacağı-
Ortaklığın giderilmesi ilamının tarafı ve ihale konusu taşınmazın (miras sebebi ile ilgilisi ve) olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, şikayetçi vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesinin veya usulsüz tebliğ edilmesinin de aynı hukuki sonuçları doğuracağı- Satış ilanın yapıldığı gazetenin tirajı araştırılmadan sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.