Borçlunun ticaret sicil adresinde borçlu şirket yetkilileri ve çalışanı bulunmadığına göre tebligat memurunca tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılmasında yasaya aykırılığın olmadığı- Muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin belirlenmesi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Mahkemeden çıkma kararının onaylı bir örneğinin ortağa tebliğinin zorunlu olup, tebliğinden itibaren üç ay içerisinde genel kurula itiraz edilebileceği ya da mahkemeye dava açılabileceği aksi halde ihraç kararının kesinleşeceği- Dava açılmasına ilişkin bu sürenin hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece de re'sen dikkate alınması gerektiği- Ortağın, tüm unsurları ile birlikte ihraç kararının içeriğini bildiğini kanıt yükünün davalı kooperatife ait olduğu- Ortağın ihraç kararının varlığını sadece haricen öğrenmesinin tebliğ zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı-
İhtarnamenin borçluya tebliğ edildiğinden söz edilebilmesi için, kredi sözleşmesinde bildirilen adresin değiştirilmiş ve yeni adresin bildirilmemiş olması gerektiği; eğer kredi sözleşmesinde bildirilen adres değiştirilmemiş ise ihtarnamenin Tebligat Kanunu hükümlerine göne usulüne uygun olarak borçluya tebliği gerektiği- Somut olayda; takip dayanağı belgelerin incelenmesinden, borçlunun kredi sözleşmesinde bildirilen adresinin ... olduğu, hesap kat ihtarının “Villa Verde Pansiyon ... ... " adresine tebliğe çıkarıldığı, ihtarnamenin tebliğ edildiği adresin genel kredi sözleşmesinde gösterilen adres olduğu, adresin sürekli kapalı olduğu, muhatap borçlunun adreste ismen tanınmadığı şerhiyle tebligatın iade edildiği, muhatap borçlunun adres değişikliğine ilişkin beyanının bulunmadığı, daha sonrasında icra emrinin ,,,. " adresine tebliğe çıkarıldığı, “muhatap borçlunun çarşıda olduğundan birlikte ikamet eden eşi M.K.’a tebliğ edilmiştir ” şerhiyle usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin anlaşılmış olduğu-
Borçluların gecikme cezası ile ilgili şikayeti yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anılan eksikliğin giderilmesi nedeniyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Şirkete çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesinin yetkili kişinin adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeden doğrudan çalışana tebliğ edilmesi nedeni ile tebligat işleminin usulsüz olduğu ve bu nedenle 89/1 haciz ihbarnamesinde yazılı süre sona ermediğinden, borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması hususunun gerçekleşmediği- Usulsüz tebligata dayalı çıkartılan 89/1 akabinde 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olduğu ve bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-
Borçlunun meskeniyet şikayetini (İİK. mad 82/I-12) haczi öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içinde yapabileceği- Meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaza ilişkin haczin borçluya 103 davetiyesi ile tebiğ edilmesine ve bu tebligatın usulsüz olduğuna dair 7 gün içinde şikayet de bulunulmadığına göre tebliğden itibaren 7 gün içinde yapılamayan meskeniyet şikayetinin de süre yönünden reddedilmesi gerekeceği-
Kural olarak borçlunun itiraz hakkı kendisine ödeme emrinin tebliği ile doğarsa da, borçlunun, kendisine ödeme emrinin tebliğini beklemeden -alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesini taşıması halinde- icra mahkemesine yapacağı itirazın (ve şikayetin) icra mahkemesince «süreden ret» edilmeden inceleneceği—
Bila tebliğ iade edilen ilk tebligatın mahalle adı yazılmadığı gerekçesi ile adrese gidilmeden iade edilmiş olması nedeni ile aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Satış ilanının borçlunun adresinde bulunmadığı tespit edilmeksizin doğrudan aynı adreste bulunan eşine tebliğ edildiği, bu sebeple borçluya yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Ödeme emri tebliğ işleminin, “ Adreste kimse bulunamaması üzerine, adresin kapalı olması sebebi en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiye sorulmuş, verilen sözlü beyanda muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğinin beyan edilmesi üzerine tebliğ imkansızlığı sebebiyle tebliğ zarfı (ismi ve yetkili olduğu mahalle net olarak okunamayan) muhtara teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşusu F.D.'a haber verildi....” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak tebliğ mazbatasında, bilgisine başvurulan kişinin kim olduğu ve sıfatı konusunda hiçbir bilginin bulunmadığı, beyanlarının tebliğ mazbatasına yazılıp imzalatılmadığı, imzadan çekinme hali var ise, bu durumun da tesbit ve tevsik edilmediği, dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğunun anlaşıldığı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.