Boşanma kararının "eklentisi" olan yoksulluk, iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti de aynı kurala tâbi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerektiği- Takip talebi ve icra emrinin toplam alacak hesaplamasından sonraki açıklama kısmında dayanak ilam hükmünün belirtildiği görülmüş olup, takibe konu olan nafakaların "tedbir nafakası" niteliğinde olduğu anlaşıldığından anılan nafakanın tahsili için takip dayanağı ilamın kesinleşmesinin gerekmeyeceği-
Mahkemece davacı tarafından davalıya banka aracılığıyla yapılan nafaka ödemelerine ilişkin evrakların celbedilmesinden sonra, önceki bilirkişi dışında bir bilirkişi görevlendirilerek, davacının davalıya her yıl ÜFE oranında ödemesi gereken nafaka miktarlarının belirlenmesi ve davalının dava tarihine kadar davacıdan, birikmiş nafaka borcu da dahil, ne kadar nafaka alacağı bulunduğunun tespit edilmesi, davacının hem bankaya yapmış olduğu, hem de icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin tarihleri ve miktarlarıyla belirlenmesi, davalının toplam nafaka alacağının tespitinden ve davacı tarafından yapılan toplam nafaka ödemelerin tespitinden sonra, davacının davalıya fazla nafaka ödemesi yapıp yapmadığının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekeceği-
Boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu-
Davacı kadının tekstil işinde çalıştığı, aylık düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, tarafların gelir durumlarının da birbirine yakın olduğu anlaşıldığından Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının davacı kadın lehine gerçekleşmediğinden, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin doğru olmayacağı-
Nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasının ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan dengenin korunmasının gerekeceği-(
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası fazla olup mahkemece hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
3. HD. 24.02.2016 T. E: 2015/17223, K: 2327-
2. HD. 24.05.2018 T. E: 2016/18560, K: 6718-
Davalının bağımsız konut açmadığı, davacının eşine "Allah belanı versin, kolun kopsun, bacağın kırılsın, boynuzlu pezevenk" şeklinde ağır hakaret ettiği, davacı daha ağır kusurlu olup TMK.mad.166/2. koşulları oluştuğundan  davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.