Boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu-
Davacı kadının tekstil işinde çalıştığı, aylık düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, tarafların gelir durumlarının da birbirine yakın olduğu anlaşıldığından Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının davacı kadın lehine gerçekleşmediğinden, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin doğru olmayacağı-
Nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasının ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan dengenin korunmasının gerekeceği-(
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası fazla olup mahkemece hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
3. HD. 24.02.2016 T. E: 2015/17223, K: 2327-
2. HD. 24.05.2018 T. E: 2016/18560, K: 6718-
Davalının bağımsız konut açmadığı, davacının eşine "Allah belanı versin, kolun kopsun, bacağın kırılsın, boynuzlu pezevenk" şeklinde ağır hakaret ettiği, davacı daha ağır kusurlu olup TMK.mad.166/2. koşulları oluştuğundan  davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Boşanma davası içinde vaki ve boşanmanın fer'i (eki) niteliğinde olan Türk Medeni Kanununun 174. maddesinde yazılı maddi ve manevi tazminat istekleri ile 182. maddesinde yer alan iştirak nafakası isteklerinin harca tabii olmayacağı-
Katılma yoluyla temyizi ihtiva eden temyize cevap dilekçesi yasal on günlük süre geçtikten sonra verildiğinden davalı-davacının temyiz talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Davalı-davacının çalıştığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından, yoksulluk nafakası isteğinin reddine karar verilmesinin gerektiği-
Davacının eşine hakaretlerde bulunması, eşini tehdit etmesi; davalının da gayrı resmi olarak başka bir kadınla yaşaması, bu kadından çocuklarının olması, davalı kadın ve müşterek çocuk ile ilgilenmemesi, birlik görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle, evlilik birliğinin davalının ağır kusurlu davranışları sonucu temelinden sarsıldığının kabulü gerekip, kusur durumuna göre davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.