Belediyeye ait banka hesabı üzerine 6552 s. K.'un yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce haciz konulmuş ve söz konusu hacizler geçerli olup, borçlunun icra mahkemesine başvurusu 6552 s. K. ile 5393 s. K.'nun 15.maddesindeki değişiklik tarihinden önce olduğundan; haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliğinin ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmesi gerektiği; bu konuda ispat yükünün ise borçlu belediyeye ait olduğu; aksi halde şikayetin reddinin gerekeceği- Haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırmış ve haczedilmezlik hakkından feragat etmiş olacağı-
6183 sayılı Kanuna göre açılmış olan tasarrufun iptali davaları sonucunda, mahkemece-davanın kabulü halinde “tasarrufun yapıldığı tarihe kadar tahakkuk eden vergi asılları ve bunların işleyecek faiz ve eklentileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline” karar verilmesi gerekeceği "tasarruf tarihinden sonra oluşan" vergi asıllarından da davalının sorumlu tutulamayacağı gibi, mahkemece "dava tarihine kadar doğan" alacak ve eklentileri için de iptal kararı verilemeyeceği)–
İİK'nun 44. maddesinde öngörülen onbeş günlük süre dolmadan, İİK. mad. 337a'daki suçun işlendiğinden bahisle şikayette bulunulamayacağı- İİK.'nun 337a maddesi uyarınca, aynı sanıklar için, aynı suç nedeniyle birden fazla şikayette bulunulsa dahi, sanıklar hakkında tek ceza verilmesi gerekeceği–
Sanığın üzerine atılı suçtan dolayı yapılan yargılamada, şikayetçi veya vekilinin kabul edilen mazeretleri dışında duruşmalara katılmaları zorunlu olup, mahkemece yapılan yargılama sırasında düzenlenen duruşma tutanağının incelenmesinden “şikayetçi veya vekilinin oturuma katılıp katılmadığının anlaşılamaması karşısında”, anılan tarihteki duruşmaya şikayetçi veya vekilinin iştirak edip etmediği usulüne uygun olarak araştırılarak, katılmadığının belirlenmesi halinde “şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine” karar verilmesi gerekeceği-
Ana sözleşmede "şirket sermayesinin arttırılması" hususunda bütün ortakların ittifakla karar vermesi gerektiği yönünde düzenleme yer alırken, alınan diğer kararlarla ilgili ana sözleşmede ayrıca bir nisaba yer verilmemiş olduğu ve Türk Ticaret Kanunu’nun limited şirketlere ilişkin düzenlemelerinde ise kanunkoyucu, olağan kararlar için 620. maddede, önemli kararlar için 621. maddede farklı nisaplar öngörüldüğü gözetildiğinde, mahkemece, toplantıda alınan kararların niteliği ve aranması gerekli nisaplar itibariyle ayrı ayrı değerlendirme yapılarak kararların yokluğu yada iptali gerekip gerekmediği sonucuna varılması gerektiği, toplantıda alınan kararların tümüyle yokluğuna karar verilemeyeceği-
Haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlunun haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak, bu hakkından vazgeçebileceği-
«Mal Beyanında Bulunmama» Suçu (İİK. 337/I) - İflâs kararının verilmesiyle, müflis aleyhindeki takiplerin duracağından ve iflâs kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşeceğinden, mal beyanında bulunmamış olan müflisin İİK 337'ye göre cezalandırılamayacağı (Hakkında "iflâs kararı" verilmiş olan sanığın (borçlunun=müflisin) "mal beyanında bulunma" suçundan dolayı cezalandırılamayacağı)–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.