İcra mahkemesince «icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisizliğine» dair verdiği kararın kesinleşmesi üzerine, alacaklının on günlük (şimdi HMK. gereğince "iki haftalık" ) hak düşürücü süre geçtikten sonra «icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini» istemiş olması halinde, «önceki (yetkisiz icra dairesindeki takibin) açılmamış sayılacağı»-
İİK.’ nun 72/5. maddesi hükmüne göre menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde, davalı alacaklının tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli yapılması gerekir. Somut olayda, davalının icra takibine girişmekte kötü niyeti kanıtlanamadığından davacı lehine tazminata hükmedilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davalının, davacı bankanın hesabında bulunan paranın, davacının hesap güvenliği sistemindeki açıklardan yararlanılarak 3.kişilerce çekildiğinin anlaşılması halinde, davacı bankanın açtığı menfi tespit davasının reddine – İİK’nun 72/4.maddesi uyarınca alacaklının (davalının) alacağına kavuşması tedbir kararının uygulanması sebebiyle geciktirildiğinde, alacaklı yararına tazminata karar verilmesinin gerekeceği-
Mahallinde keşif yapılmaksızın, evrak üzerinde düzenlenen önceki çelişkili raporların bir geçerliliğinin bulunmadığı, mahkemece mahallinde uzman bilirkişi veya bilirkişiler marifetiyle keşif yapılıp, tesisin tükettiği gücün tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerektiği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre ve ilk kararı temyiz eden davalı vekili lehine davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli olarak 2.764,26 TL sorumlu olmadığının tespitine, 85,74 TL'den sorumlu olduğunun tespitine, 2.764,26 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Bono keşidecisinin lehtar aleyhine açtığı menfi tesbit davası sırasında mahkemece verilmiş olan «bononun takibe konulmasının durdurulması yönündeki tedbir kararının -davaya taraf olmayan- takip alacaklısı cirantanın takip yapmasına engel teşkil etmeyeceği-
Menfi tesbit davasında reddedilen miktar yönünden ihtiyati tedbir kalktığından, alacaklının reddedilen miktar yönünden takibe devam etmesinde ve icra veznesindeki paranın reddedilen alacak tutarında kendisine verilmesini istemesinde yasaya aykırılığın bulunmadığı-
HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri-
İİK. 89/3 uyarınca açılan ticari ilişkiden kaynaklanan menfi tespit istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.