Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili bir ihtilafın bulunmadığı ve dava sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğundan ilamın icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığı-
Senetler altındaki imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmaması sebebiyle, senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklı takibi kötüniyetli yaptığından davacı yararına ayrıca %40 tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İİK'nın 89. maddesi hükmü uyarınca açılan borçlu olunmadığının tespiti istemi-
Dava dışı asıl borçlunun kullandığı tüketici kredisine kefaleti nedeni ile ödenmeyen borç için davalı banka tarafından başlatılan takibe vaki itirazın iptalini istemine ilişkin davada, Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasının isteyemeyeceği, davacının menfi tespit davası açmada hukuki yararının olduğunun kabulü gerekeceği-
Sahte imza iddiası ile açılan kamu davasında alınan ve birbirini teyit eden bilirkişi raporlarında bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığından, davacının takibe konu bonodan dolayı sorumlu tutulamayacağı-
Senedin «kumar borcu» karşılığı düzenlenmiş olduğuna ilişkin iddianın, -senedin bu durumunu bilerek devraldığı kanıtlanmadıkça- iyiniyetli hâmillere karşı ileri sürülemeyeceği–
İcra mahkemesince «icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisizliğine» dair verdiği kararın kesinleşmesi üzerine, alacaklının on günlük (şimdi HMK. gereğince "iki haftalık" ) hak düşürücü süre geçtikten sonra «icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini» istemiş olması halinde, «önceki (yetkisiz icra dairesindeki takibin) açılmamış sayılacağı»-
İİK.’ nun 72/5. maddesi hükmüne göre menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde, davalı alacaklının tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli yapılması gerekir. Somut olayda, davalının icra takibine girişmekte kötü niyeti kanıtlanamadığından davacı lehine tazminata hükmedilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davalının, davacı bankanın hesabında bulunan paranın, davacının hesap güvenliği sistemindeki açıklardan yararlanılarak 3.kişilerce çekildiğinin anlaşılması halinde, davacı bankanın açtığı menfi tespit davasının reddine – İİK’nun 72/4.maddesi uyarınca alacaklının (davalının) alacağına kavuşması tedbir kararının uygulanması sebebiyle geciktirildiğinde, alacaklı yararına tazminata karar verilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.