Araç kira sözleşmesi ve kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca davacı kiracı tarafından, sigortalı olan dava dışı şirkete ödenen hasar bedelinin aracın kasko sigorta şirketinden tahsili istemi ile açılan eldeki dava dosyasında, davacı kiracının taraf sıfatının bulunup bulunmadığı- Sigortalı dava dışı şirketin uğradığı zararın, davacı şirket tarafından aralarındaki araç kira sözleşmesi hükümlerine istinaden mahkeme kararı sonucu tazmin edildiği, davacının kira sözleşmesi ve kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden davalı kasko şirketinden tazminat talebinde bulunduğu uyuşmazlıkta, alacağın davacıya temliki veya devrine dair dosyada herhangi bir belge-bilgi bulunmadığı, bu durumda nispilik ilkesi ve ilgili mevzuat uyarınca davalı sigorta şirketine karşı ancak kendi akidi tarafından dava açılabileceği, davacı kiracının taraf sıfatı bulunmadığı- Taraf sıfatının yokluğunun yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerektiği-
Davanın, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Dava dosyası kapsamından, borçlu aleyhine yapılan takiplerin hepsinde, davalı borçlunun mal beyanı dilekçelerine göre, "hiçbir malı bulunmadığı" anlaşıldığı, 27.10.2004 ve 2.12.2004 tarihli hacizlerde çilingir temin edilemediğinden fiili haciz uygulaması yapılmamış ise de, 11.3.2005 tarihli haciz zaptında "haciz uygulaması yapılacak borçlu adresinin boşaltıldığı"nın belirlendiği, haciz zaptında da "borçlunun adresini terk ettiği ve harabe bir yer olduğu" yazılı olduğu nazara alındığında davalı borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabul edilerek, davanın diğer şartları araştırılıp sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken yazılı gerekçelerle "bir kısımtaşınmazlar yönünden davanın reddine" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu-
Haciz isteme hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren bir sene geçmekle düşeceğinden ve icra dosyasında ilk haciz talebi 14.12.2017 tarihinde yapılmakla, alacaklı tarafından süresinde haciz istendiğinden dosyanın işlemsiz kaldığından bahsedilemeyeceği, davalı alacaklı taşınmazlara haciz konulan 12.07.2019 tarihinden itibaren İİK 110. madde gereğince bir yıl içinde satış istememiş ve İİK 106. madde gereğince taşınmaz üzerindeki haciz kalkmış ise de davacı tarafın hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği 01.04.2021 tarihinde davalı alacaklı da taşınmazlara haciz konulmasını talep ettiğinden müdürlüğün hacizleri kaldırmadan yeniden taşınmazlara haciz koymasında usulsüzlük bulunmadığı-
Kooperatifin, ortağından olan alacağının tahsili bakımından icra dairesinin yetkisinin kesin yetki olmadığı- 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 7. maddesi uyarınca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesinde gösterilen faiz oranı sınırlamasının derdest davalara da uygulanacağı-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan boşanma ve evliliğin butlanı davalarında gider avansının alınması gerekli olsa bile bu avansın süresi içinde yatırılmamış olmasının "dava şartı" sayılamayacağı ve davanın usulden reddi cihetine gidilemeyeceği-
Mahkemece, borçlu şirkete avukat marifetiyle davada temsil edilme veya davasını bizzat temsile yetkisi bulunan şirket müdürü tarafından takip etmek üzere süre ve imkan verilmesi için davetiye gönderilmesinin gerekeceği-
Uyuşmazlık, davalının eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığı, haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır...
Dava, Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali ve davalı idare adına tescili istemine ilişkindir...
4. HD. 25.04.2023 T. E: 2021/10080, K: 5536
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.