Kaçak ve yitik kişilere ait taşınmazlar Tasfiye Kanunları uyarınca Devlete kalmış olup, hazineye kalan bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmayacağı-
Dava konusu taşınmazın orman sınırlandırılması dışında kalan, özel mülkiyete konu teşkil edilebilecek yerlerden olduğunun belirlendiği, davanın kabul edilebilmesi için, gerek davacının gerekse, önceki malik babasının, belgesizden üzerlerine, tescil edilmiş taşınmaz mal bulunup bulunmadığının belirlenmesinin zorunlu olduğu-
İştirak halinde mülkiyet konusu bir malın satışının tüm mirasçıların katılımı ile geçerli olacağı-
Kadastro sonrası mera kütüğünde kayıtlı taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığı-
Tapu kaydı, tedavül kayıtlar ve kadastro tutanağındaki açıklamalara göre kayıt maliki tanınan ve bilinen kişi oluğundan, mahkemece, tapu iptali ve tescile ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olup hava fotoğraflarının dava tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait en az iki ayrı zamana ilişkin olmasının gerekeceği-
Medeni Kanunun 713. maddesi uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline-
Dava konusu taşınmazların olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyetinin kazanılıp kazanılmayacağına ilişkin yeterli araştırma yapılmadan, sadece mera olmadığının tesbiti ile yetinilmek suretiyle karar verilemeyeceği-
TMK'nun 713/1. fıkrasındaki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve 2. fıkrasında yer alan, “…maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası, bunun mümkün olmaması halinde tazminat istemi-
Mahkemece her ne kadar bozmaya uyularak araştırma yapılmış ise de; dava konusu yere ilişkin uzman bilirkişinin 1945 ve özellikle 1954 tarihli hava fotoğrafı incelemesinde, dere yatağının yaygın olarak akıp dava konusu yerin tarım yapmaya elverişli olmadığının belirlenmesi karşısında, her ne kadar dosyada dinlenen tanık ve mahalli bilirkişiler davacıların 20 yılı aşkın süredir zilyet olduğunu belirtse de, 1958 tarihli Toprak Tevzi Komisyonunun taşınmazın sulu tarım arazisi olması nedeniyle dağıtım dışı bırakıldığına ilişkin tespitinden itibaren, kadastro tespitine kadar zilyetliğin eldeki dosyada gerçek kişi olan davacı ve davalılar hakkında mülkiyeti kazandırmayacağı, zilyetlik süresi ve koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, bilimsel verileri içeren hava fotoğrafları ışığında, birleşen davada Hazine yönünden davanın kabulüne ve esas davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.