Trafik kazasından kaynaklanan değer kaybının tazmini istemi-
17. HD. 12.09.2018 T. E: 2015/15347, K: 7703-
Davalılardan biri olan özel sağlık şirketinin, 675 sayılı KHK 'da yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından; dava hakkında 675 sayılı KHK.nın 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi gerektiği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belgeli tedavi gideri 11.501,95 TL olarak belirlenmiş olup, tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğuna esas nitelikte olduğu anlaşıldığından, "Sosyal Güvenlik Kurumu"nun davaya dahil edilmesi, davacı tarafından talep edilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sorumluluğunun tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Satış esnasında sunulan projede, sözleşmede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkin davada, kat maliklerinin mülkiyetinde olacağı taahhüt edilen yeşil alanın kamuya ait parseller üzerinde bulunmasının, davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği sabit olup konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş olup bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açılabileceği-
Kambiyo senetlerinde cironun «tahsil» veya «rehin» için yapıldığı konusunda açıklık bulunmaması halinde, «temlik» amaçlı olarak yapıldığının kabulü gerekeceği—
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Davacının davalı iki A.Ş. ve X hakkında takip konusu bonoya ilişkin olarak müteselsil sorumluluk esasına dayanılarak icra takibi yaptığı - İtiraz ederek aksini ileri sürmeyen bu davalılara yönelik dava açmakta hukuki yararının mevcut olmadığı - Davalı Y A.Ş'nin kurulduğu tarihin 03/05/2007 olduğu, takibe konu bononun tanzim tarihinin 15/09/2008 olduğu, davalı Z A.Ş'nin takibe konu senette borçlu sıfatı ile yer almadığı- Basiretli bir tacirin hukuki ilişkiye girdiği borçluları bilmesi ve alacak borç ilişkisine dayanılarak senet tanzim edilirken mevcut olan borçluların tamamının senette borçlu sıfatı ile yer almasını sağlaması gerektiği- Senetin düzenlendiği tarihte hukuken var olan ve buna rağmen senette borçlu gösterilmeyen ve borçlu sıfatı ile senedi imza etmesi temin edilmeyen şirketin "organik bağ" ileri sürülerek icra takibinin sonradan tarafı olmasının ve borç isnat edilmesinin hukuken mümkün olmadığı -

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.