M.lik işçi olarak çalıştığı konusunda ihtilâf bulunmayan davacının iş sözleşmesinin, işe davet evrakında belirtilen işe başlangıç tarihinde işe başlatılmamış olması sebebi ile davalı işveren tarafından eylemli ve haksız olarak mı feshedildiği, yoksa davacı tarafından keşide edilen ihtarname dikkate alındığında askı süresinin bir hafta uzatılmasına muvafakati olmadığından bu durumu kabul etmeyen davacının iş sözleşmesini haklı nedenle mi feshettiği, buradan varılacak sonuca göre davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
Fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak ve dava konusu alacaklar ayrıştırılmak sureti ile toplam 1.000-TL olarak açılan, bilirkişi raporundan sonra talep arttırım dilekçesi verilerek alacak miktarlarının arttırıldığı ve belirsiz alacak davasında, arttırılan miktarlar dahil alacağın tümü bakımından faiz başlangıç tarihinin dava tarihi mi yoksa dava ile istenen kısımlar için dava, arttırılan kısımlar için talep arttırım tarihi mi olduğu? Davacı "Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne ait işyerinde mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı sürenin 2001 yılında kadroya alınması sırasında derece ve kademe intibakında dikkate alınmadığını" ileri sürerek mevsimlik işçilikte geçen hizmet süresi hesaba katılarak belirlenecek derece ve kademeye göre fark işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini belirsiz alacak davası açarak talep etmiş olup, dava konusu edilen alacakların davanın açıldığı tarih itibari ile tartışmalı olup miktarı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği- Dava belirsiz alacak davası olduğuna göre, bu davanın açılması ile doğacak olan maddi ve şekli hukuk sonuçlarının (zamanaşımının kesilmesi ve diğerleri) bu dava için de geçerli olması gerekeceğinden, mahkemece talep arttırım dilekçesi verilerek arttırılan miktarlar dâhil alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin isabetli olduğu- "Davacının belirleyebildiği asgari miktar yerine cüzi miktarlar üzerinden dava açtığı, bu hâlde davanın "kısmi eda külli tespit" davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu durumda talep arttırım dilekçesi verilerek arttırılan alacak kısımlarına talep arttırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Dosya kapsamından davalı şirketin yapısal değişikliğe giderek faaliyet alanının sadece tütün satımı olarak belirlendiği, davalı şirketin faaliyetlerinden olan tütün işleme, depolama, işlerinin ise dava dışı ....A.Ş. ile ortak olarak kurulan dava dışı ... A.Ş. unvanlı şirket tarafından yürütülmesine karar verildiği, bunun için ... A.Ş. ile davalı şirketin hedef şirkette (.. A.Ş.) bir kısım hisselerin satın alınması ve bu sayede hedef şirkette bir ortak girişim oluşturduklarının Rekabet Kurumu yazısından anlaşıldığı, dava dışı ...A.Ş. unvanlı şirketin ....Şirketi ile aynı ortak alanı kullandığı ve aynı adreste faaliyet gösterdiği, organik bağı olduğu ve hisselerinin % 50 sine tekabül eden kısmının davalı şirkete devredildiği, fesihten önce davacıya yapılan bir iş teklifi bulunmadığı, 21.11.2013 tarihinde yapılan fesih bildirimi ile birlikte davacıya yönetim kurulu kararlarında da belirtildiği üzere davalı şirketin ortağı olduğu dava dışı ... A.Ş.'de mevsimlik işçi olarak çalışmasının teklif edildiği, davacının ise bu şekilde çalışmayı kabul etmediği anlaşılmakla, yönetim kurulu kararları, fesih ve yapılan iş teklifi birlikte değerlendirildiğinde, önce iş akdini fesheden ve sonra işçiye ortağı olduğu şirkette mevsimlik işçi olarak çalışmasını teklif eden davalı şirketin asıl amacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiyi mevsimlik işçi olarak çalıştırmak ve bu yolla kanuni yükümlerinden kurtulmak olduğu, feshin bu nedenle geçersiz olduğu anlaşılmış olup davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği-
Davacı işçinin kadroya alınmadan önce geçici/mevsimlik işçilikte geçen hizmet süresi dikkate alınarak derece ve kademesinin tespiti ile, buna bağlı olarak ücret, akdî ikramiye, ilâve tediye ve yıpranma primi fark alacaklarının tahsili istemini içeren eldeki dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir mi? Davacının talep ettiği fark işçilik alacaklarının hesaplanabilmesi için, kanunda öngörülen kayıt ve belgeleri tutma ve işçinin bilgisine sunmakla yükümlü olan işverenin sunacağı bordrolara ihtiyaç duyulmakta olup fark ücret, akdi ikramiye, ilave tediye ve yıpranma primi alacaklarının belirlenebilmesinin muhasebe işlemini gerektirdiği- Davacının alacağı gerçek ücrete toplu iş sözleşmesi ile belirlenen zam oranları uygulanarak bulunacak miktardan işverence düzenlenen bordrolardaki ücret mahsup edilerek fark alacağın bulunacağı, bunun için de, iş yerinde kayıt tutma dolayısı ile belgeleme yükümlüsü olan işverenin sunacağı bordrolara ve kayıtlara ihtiyaç duyulduğu- Dört yıla yakın bir süreye ilişkin toplu iş sözleşmesi artışlarından kaynaklanan alacaklarını belirlemesi, davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu dikkate alındığında kendisinden beklenemeyeceği gibi, söz konusu alacakların belirlenebilmesi için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ve tahkikata ihtiyaç duyulduğundan, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi ve davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
Tapu iptali ve tescil isteği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda fark alacak miktarlarının tespiti bakımından yapılan yevmiye tespiti sırasında 01.01.1990-31.12.1991 yürürlük süreli 7. Dönem ve 01.01.1992-31.12.1992 yürürlük süreli 8. Dönem Toplu İş Sözleşmelerinin ücret zammını düzenleyen hükümleri karşısında davacı işçinin 01.01.1992 (31.12.1991) tarihindeki yevmiyesine %26,1 oranında endeks sayısı eklenmesinin mümkün olup olmadığı-
İş kazası sonucu vefat eden dava dışı işçi için mahkeme kararları sonucu SGK'na ödenen meblağların kusuru oranında davalı kooperatifden tahsili istemi-
6100 sayılı HMK zamanında açılmış olmasına rağmen belirsiz alacak davası olarak açılmayan davanın, sonradan veya kendiliğinden belirsiz alacak davasına dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davanın kısmi dava olarak kabulü gerekeceği-
Sigortalı hizmetin tespiti davası ile işçilik haklarından kaynaklanan tazminat ve alacak davalarının birbiriyle bağlantılı olduğu, birlikte açılıp, sonuçlandırılmalarının olanaklı olduğu, anılan davaların salt temyiz inceleme mercilerinin ayrı olduğu ve ispat şekillerinin farklı olduğu gerekçesiyle ayrılmaları gerektiği hususunun bozma nedeni yapılamayacağı-
Mahkemece, davanın kısmi dava olduğu konusunda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, bozma ilamı sonrasında dosyaya sunulan talep arttırım dilekçesinin bu nedenle ıslah dilekçesi mahiyetinde olduğu, aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği ve bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı dikkate alınmadan bozma ilamı sonrası verilen 2. ıslah dilekçesine itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.