Asıl ve karşı tazminat davası-
Davacı her iki davada da 2002 ve 2003 yıllarına ait tatil hakkının davalı tarafından RCI ya devredilmesini talep ve dava etmiş olup; dava dosyasında davacının bu talebi reddedilip hüküm de kesinleştiğine göre, o davadaki bu taleplerin reddine dair hükmün kesin hüküm oluşturacağı-
Taraflar arasında düzenlenen 30.11.2005 tarihli protokol gereğince ödenmeyen vergi borcunun, davacılar tarafından ödenmesi üzerine 11.259,67 TL 'nin davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Artık değere katılma alacağı isteği-
«E. hükmünü içermeyen ilam»ın, İİK’nun 68. maddesinde yazılı belgelerden olmadığı–
6183 sayılı Kanuna göre açılmış olan tasarrufun iptali davaları sonucunda, mahkemece-davanın kabulü halinde “tasarrufun yapıldığı tarihe kadar tahakkuk eden vergi asılları ve bunların işleyecek faiz ve eklentileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline” karar verilmesi gerekeceği "tasarruf tarihinden sonra oluşan" vergi asıllarından da davalının sorumlu tutulamayacağı gibi, mahkemece "dava tarihine kadar doğan" alacak ve eklentileri için de iptal kararı verilemeyeceği)–
İşin, asıl işverenin işyerinde yapılmış olmasının muvazaa iddiasının kabulünün delili olamayacağı, zira taşeronların aldıkları işleri asıl işverene ait işyerinde yapıyor olmaları halinde, bu yerlerin alt işverenler yönünden de işyeri anlamını taşıyacağı, bu gibi durumlarda fiziki olarak tek olan yerlerin hukuki bakımdan hem asıl işverenin, hem de alt işverenin işyeri sayılacağı, alt işveren (taşeron) işçilerinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden, asıl işverenle aralarında hizmet akdi bulunmadığı için yararlanmasının mümkün olmadığının Yargıtay’ca kabul edildiği, esasen anılan sözleşmeden taşeron işçileri yararlanabilecekleri kabul edilseydi dava konumuzda olduğu gibi muvazaa iddiasında bulunulmasına gerek kalmayacağı, ayrıca davacının yararlanmak istediği asıl işveren davalının taraf olduğu TİS’nin tarafı yetkili işçi sendikasının belirlenmesi safhasında taşeron işçileri ve bu arada davacı çalışan işçi sayısının içerisine alınmayacağı, açıklanan bu nedenlerle; davalı
Taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir şerhi işlendikten sonra taşınmazın haczi nedeniyle tapu kaydına konulan haciz şerhinin mülkiyetin tedbir kararı lehine olan kişiye geçmesinin ve hacze konu alacağın da önceki malike ait bulunması halinde haciz şerhinin terkininin gerekeceği, somut olayda, davalı Belediye’nin 6183 sayılı Yasa’ya dayanarak yaptığı takibin dayanağının taşınmaza ait emlak vergi borcu olduğu, davacının da borcun doğduğu tarihte taşınmazın paydaşlarından diğer bir anlatımla icra takibinin borçlularından olduğu, bu nedenle de haciz şerhinin terkini olanağının bulunmadığı, mahkemece Konak Belediyesi adına açılan davanın reddinin gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.