Mirasçılıktan çıkarmanın ancak ölüme bağlı tasarrufla yapılabileceği -
Bağışlanan yasa gereği yapmakla zorunlu olduğu ödevlerini önemli surette aksatırsa yahut bağışlamayı sınırlayan ödevleri haklı bir sebep olmaksızın yerine getirmezse, bağışlayanın bağıştan dönme (rücu ) sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebileceği-
TMK. mad. 596/2 uyarınca bilinen tüm mirasçılar, yasal temsilcileri ve diğer ilgililer usulüne uygun çağrılmadan, vasiyetnamenin açılıp okunmasının isabetsiz olduğu-
Medeni Kanunu'nda mirasçılıktan çıkarma istemine ilişkin uyuşmazlıklarda Aile Mahkemesinin görevli olduğu konusunda bir düzenleme bulunmadığından ve Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu- Davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülmüş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mirasçının -gereği yokken- miras bırakanın tıbbî müşahede altına alınmasını istemesinin, mirasçılıktan çıkarılmasına neden olabileceği -
Mirasçılıktan çıkarılan kimse bu duruma itiraz ederse iskat sebebinin varlığını çıkarmadan yararlanan mirasçı veya vasiyet alacaklısının ispat etmesi gerekeceği, davalı, iskat sebeplerinin varlığını ispatladığından iskatın geçerli olduğu, bu durumda davacıların ıskatın iptaline ilişkin davalarının reddine karar verilmesi gerekeceği -Mirastan ıskat sebeplerinin ve şartlarının bulunmadığının tespiti ve ıskat sebebinin varlığının ispat edilememesi halinde, tasarrufun mirasçının saklı payı dışında yerine getirileceği, bu sebeple böyle bir durumda davanın tenkis davası olarak görülüp, tenkis hükümleri çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Çocuk için nafakaya hükmedilebilmesi koşulu olarak ana baba ile iyi ilişkiler içinde olması koşulu getirilmediği gibi Yargıtay uygulamalarında da bu husus nafakaya hükmedilebilmesi için gerekli olan şartlardan sayılmadığından mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle taraflar arasında gerçekleşen müessir fiil olgusu değerlendirilip hakkaniyet ölçüsünde nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Tasarruf nisabı sınırları içerisinde geçerli olmak üzere vasiyetnamenin ıskatına ilişkin bölümün hükümsüzlüğüne karar verilerek davacının saklı payını talep edebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edileceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, bu durumda, mahkemece yapılacak işin; TMK.nun 512/3.maddesi gereğince, mirascılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun davacı mirasçının saklı payının tasarruf nisabı oranında yerine getirilerek davaya TMK.nun 564. vd. maddelerinde açıklanan tenkis davası olarak devam edilmek suretiyle murisin terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifinin belirlenmesinden sonra uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurmak olduğu-
Mirasın açıldığı tarihte ölü olan zümrebaşı veya ara füru mirasçı olamayacak durumda olsa bile, onun mirasçılık hak ve ehliyetine sahip olan fürunun doğrudan mirasçı olacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.