Dava şartlarının, davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar aynen bulunması temel bir kural olduğu, hâkimin davanın başında dava şartlarının mevcut bulunup bulunmadığını kendiliğinden (re'sen) araştırmak zorunda olduğu, bir dava şartının bulunmadığını tesbit etmesi halinde işin esasına girmeden davayı usul yönünden red etmesi gerektiği, ancak bu yön ihmal edilmiş ve işin esasına girilmiş olması halinde, dava görülmekte iken başlangıçta noksan bulunan dava şartı da gerçekleşmiş ise artık davanın, usulden red edilmeyip esastan tetkikle çözüme ulaştırılması gerektiği-
4. HD. 26.04.2023 T. E: 2021/19505, K: 5671
Motorlu Taşıtlar Vergisinin muhafaza masraflarından önce ödenip ödenmeyeceği hususu icra mahkemesinde şikayet yoluyla çözülebilir ise de, yediemin ücretinin miktarı yani yediemine ödenen ücretin sıra cetveline ödenen kadar olup olmadığı genel mahkemelerde yapılacak yargılama sırasında çözümlenmesi gerektiği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi-
Davacının 9.940,01TL alacak üzerinden başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptalini istediği davada, davacının talebi dikkate alındığında uyuşmazlığa bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu; hal böyle olunca da mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Konut sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ve davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Sicil kayıtlarından davalı olarak gösterilen gibi bir şahıs firması olmadığı ve firmayı temsilen ihaleye katılanın da davadan önce öldüğü anlaşıldığından, pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Duruşma isteminin reddi kararlarının hak ihlâli olarak değerlendirilmesinin mümkün görülmediği- Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığı-
İflasın ertelenmesi davasının açıldığı tarihte mahkemenin, ticaret mahkemesi sıfatıyla davayı yürüttüğü sırada aynı yerde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi kurulması karşısında, yerel mahkemenin vereceği kararın görevsizlik kararı değil, yeni kurulmuş olan mahkemeye devir veya gönderme kararı olması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.