Sicil kayıtlarından davalı olarak gösterilen gibi bir şahıs firması olmadığı ve firmayı temsilen ihaleye katılanın da davadan önce öldüğü anlaşıldığından, pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Duruşma isteminin reddi kararlarının hak ihlâli olarak değerlendirilmesinin mümkün görülmediği- Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığı-
İflasın ertelenmesi davasının açıldığı tarihte mahkemenin, ticaret mahkemesi sıfatıyla davayı yürüttüğü sırada aynı yerde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi kurulması karşısında, yerel mahkemenin vereceği kararın görevsizlik kararı değil, yeni kurulmuş olan mahkemeye devir veya gönderme kararı olması gerektiği-
Elektrik Piyasası Kanunu'ndan kaynaklanan görevleri yerine getirdiği esnada, TEİAŞ'ın özel hukuk hükümlerinden ayrı tutulduğu, idare hukuku alanına dahil edildiği, bu anlamda, dava konusu işlemin, TEİAŞ’ın kamusal ağırlıklı görevleri arasında sayıldığı-
Dava, ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir...
Davalı şirketin iş akdine ve iş güvenliği mevzuatına aykırı davrandığı iddia edilerek, hizmet akdi ile görev yapan desteklerinin, iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme iş mahkemeleri olduğu-
Mahkemece, dava reddedilmişse de; idari işlemin idare mahkemesinde iptali halinde, davacıların ileri sürdükleri kendilerinden fazla kesilen düzenleme ortaklık payının hazineye tesciline ilişkin işlemin yolsuz hale geleceğinden ve eldeki davanın sonucunu etkileyeceğinden, davacıların idare mahkemesinde açtıkları, imar şuyulandırma işleminin iptaline yönelik davanın sonucunun beklenmesi ve ondan sonra işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekilinin, ön inceleme duruşmasında davanın İİK.'nun 280 ila 282 maddeleri gereğince açıldığını beyan etmesine ve İİK'nun 284 üncü maddesi gereği tasarruf tarihinin üzerinden 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra davanın açıldığının anlaşılmasına göre " davanın süre aşımı nedeniyle reddine" dair verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu-
Mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan bu davada HMK 114 1-b maddesi gereğince idari yargı mercileri görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.