Konkordato mühleti içinde, borçlunun doğrudan doğruya iflâsına karar verilemeyeceği–
İİK. 164 uyarınca, ticaret mahkemesince verilen iflas davası sonucundaki karara karşı kanun yoluna başvurma süresinin on gün olduğu-
Sermaye şirketlerinin ortakları ile yöneticilerinin, sadece bu sıfatları nedeniyle iflasa tabi tutulamayacakları, bu kişilerin ancak “tacir” olmaları halinde iflaslarının istenebileceği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine ilişkin itirazın iptali davasında davalı yapı kooperatifi olup tacir niteliği taşımıyorsa, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmiyorsa, 6102 sayılı TTK'nın 4/1 maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmenin mümkün olmayacağı-
Mahkemece, davacı tarafça oturumda davadan feragat edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği halde, davalı adına yatırılan depo parasının davacıya ödenmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
İflâs yolu ile takibe borçlu tarafından itiraz edilmiş olması halinde, iflas talebinin mahkemece ilân edilmesine gerek bulunmadığı—
İİK. 301/I'de öngörülen on günlük dava açma süresinin başlangıcı- Bu sürenin "konkordatonun reddine dair kararın kesinleşmesi"nden itibaren mi yoksa "kesinleşen kararın ilanı"ndan itibaren mi başlayacağı–
İflâs davasından feragat eden davacının, açtığı davaya -faiz vs. yönünden- «itirazın iptali» ya da «tahsil davası» olarak devam edilmesini isteyemeyeceği—
İflas yolu ile takibin ancak tacirler ile özel yasalarda açıklanan kişiler hakkında yapılabileceği—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.