Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki sebebine dayalı olarak 4721 sayılı TMK'nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin dava- Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaz bölümünün hangi tarihte ve hangi sebeple tescil harici bırakıldığı hususu Kadastro Müdürlüğünden sorularak belirlenmeli, taşınmaz bölümünün imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği Alanya Belediye Başkanlığı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak imar planının onaylı bir örneği ve eki belgeler dosya arasına getirtilmeli, taşınmaz bölümü imar planı kapsamına alınmış ve imar planı dava tarihinden önce kesinleşmişse bu tarihten, imar planı kapsamında değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı evrelerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az 3 tanesi Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da celp dilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümünün evveliyatı itibariyle taşlık, kayalık, çalılık gibi imar-ihyaya imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı mevcut ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, komşu parsellerin dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz bölümünün yönünü ne şekilde okuduğu belirlenmelidir.
Kesin hükmün dava şartlarından (HMK m.114/1-i) olduğu; dava şartının gerçekleşmediğinin taraflarca ileri sürülmese de; hakim tarafından re'sen göz önüne alınması gerektiği; hazine'nin de tarafı olduğu bir ilam ile taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil ettiği benimsenerek bir tescil hükmü kurulur ve taşınmaz hakkında bir sicil kaydı tesis edilirse, artık bu kararın Hazine'yi bağlayacağı-
Gayrimenkulun aynına ilişkin davaların çözümlenmesi için mahallinde keşif yapılmasının gerekli olduğu-
Mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
Geçit hakkı tesisi isteğine ilişkin davada, kesintisizlik ilkesi gereğince kurulacak geçit ile lehine geçit tesis edilen taşınmazdan genel yola ulaşımın kesintisiz olarak sağlanması gerektiği-
Geçit hakkı kurulması davalarında amacın, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanması olduğu, bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmazların kesintisiz olarak genel yola bağlanması gerekeceği, buna uygulamada “Kesintisizlik İlkesi” denildiği-
Davalı-alacaklı tarafından, dava dışı-borçlu şirket aleyhine girişilen ilamsız icra takibi sırasında; davacı-üçüncü şahsa çıkarılan Birinci Haciz İhbarnamesinde, İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 39. maddesinde asli unsur olarak öngörülen “dosya numarası” yazılmadığından bu ihbarın geçerli olduğundan söz edilemeyeceği-
Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istemine yönelik davada; dava konusu taşınmazın bulunduğu bulvarın daha önce Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğunda devlet yolu olarak kullanıldığı, bu idarece 1954 yılında Menafı-i Umumiye kararı alındığı, 1987 yılında ağ değişikliği yapılarak sorumluluk alanından çıkarıldığı, halen Büyükşehir Belediye Başkanlığı sorumluluğunda bakım ve gözetiminin yapıldığı anlaşıldığından, öncesinde kamulaştırma işleminin , dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü'nden tim kamulaştırma evrakı getirtilip taşınmazın devlet yolu olarak kullanılan kısmı hakkında kamulaştırma tarihinde yürürlükte olan mevzuat gereğince , tamamlanıp tamamlanmadığının araştırılması gerekeceği-
İdarenin, elkoyma eylemini, o taşınmazı sahiplenme amaç ve kastı ile yapmış olması gerekeceği, elkoyma eylemi açıklanan nitelikte değil ve sadece geçici bir kullanım sözkonusu ise, kamulaştırmasız elkoyma olgusunun mevcut olmayacağı, bundan dolayı malikin bir zararı oluşsa bile, taşınmaz bedelinin istenilmesine hukuken olanak bulunmayacağı, böyle bir durumun, sadece ve ancak, uğranılan zararın tazminini başka hukuksal yol ve kavramlara dayalı olarak isteme olanağı verebileceği, kamulaştırmasız elkoyma hükümlerinin uygulanması, mal sahibinin kullanımına engel olma ve malın elinden alınması anlamını taşıdığına göre, taşınmaz, mal sahibinin elinde bulunduğu ve kullanma hakkına sahip olduğu sürece, mal sahibinin idareden değer karşılığının verilmesini isteyemeyeceği-
TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince tereke elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, mirasçıların belirlenmiş paylarının bulunmadığı, TMK.nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliğinin aranacağı, dava da bir tasarrufi işlem olup, üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte açmalarının zorunlu olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.