Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri-
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri gösteren fen bilirkişi rapor ve krokisi yazılacak müzekkereye eklenmek sureti ile Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği sorulmalı, düzenlenmiş ise kadastro tutanak örnekleri ve tapuya kaydedilmişlerse tapu kayıtları ve komşuları ile birlikte gösterir krokisi dosya arasına alınmalı, tutanak düzenlenmiş taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi gereğince görevli mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğu nazara alınarak davanın görev yönünden reddine karar verileceği düşünülmeli, hakkında tutanak düzenlenmemiş taşınmazlar var ise bu taşınmazlar yönünden davanın esası hakkında karar verilmelidir.
TMK. bütünleyici parçayı(mütemmim cüz) düzenleyen mad. 684, eklentiyi (teferruat) düzenleyen mad. 686 ve 687 hükümleri de dikkate alınmak suretiyle; elektrik mühendisi, fen bilirkişisi ve hukukçu (bütünleyici parça- eklenti arasındaki farklar konusunda bilgi ve ehiyet sahibi) bilirkişiden oluşacak yeni bir bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, davaya konu mahcuzların, otelin bütünleyici parçası veya eklentisi olup olmadığının tespit edilmesi, bu hususları gösterir hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınması,bundan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kadasral yol ile davacı taşınmazı arasında kot farkı var ise de davacı taşınmazından iş makinalarıyla makul süre çalışma ve masraf yapılmak suretiyle yola çıkma olanağı bulunup bulunmadığının ayrıntılı şekilde açıklanması gerekeceği-
Kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile taşınmaza vaki el atmanın önlenmesi istemine ilişkin davada Anayasa Mahkemesi’nin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ilgili hükümlerine ilişkin vermiş olduğu iptal karar sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması zorunlu olacağı, bu sebeple yeni yasal durum dikkate alınarak yeniden inceleme yapılması gerekeceği-
Tecavüzün imar uygulaması ile oluştuğunun saptanması halinde çekişmeli yerin ifrazının mümkün olup olmadığının 3194 Sayılı Yasa'nın 15. ve 16. maddeleri gereğince Encümen Kararına dayalı olarak belirlenmesi gerekirken İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nün 21/01/2013 tarihli yazısı ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, tecavüzün imar uygulaması sonucu oluşup oluşmadığı tespit edildikten sonra ecrimisil yönünden sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin de isabetsiz olduğu-
Kıyı kenar çizgisinin düzeltilmesi ve yeniden tespiti ile tapu iptali ve tescil istemi-
Üzerinde halen Büyükşehir Belediyesi’ne ait itfaiye binasının bulunan taşınmazın ilçe belediyesine devri gereken yapılar kapsamında olmadığı- Tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada, hükümde keşif sonrası alınan fen bilirkişisi raporundaki krokiye atıf yapılmadığı gibi; yıkılacak bölümlerin de belirtilmediği görüldüğünden, hükmün bu hali ile infaza elverişli olmadığı- Yıkım bedelinin infaz aşamasını ilgilendirdiğinden, yıkım bedeline hükmedilmemesi gerektiği-
Davadaki maddi tazminat talebi yönünden üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak zarar bulunup bulunmadığının, varsa niteliğinin belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İmar ihyaya muhtaç yerlerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılmasının mümkün olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.