Dosya içinde yer alan bilgilere göre borçluya noter aracılığı ile gönderilen hesap kat ihtarının 22/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun hesap özetine 8 günlük süre içinde itiraz etmediği anlaşılmışsa da, borçlu tarafından dava dilekçesinde bahsedilen ihtarname tarihi olan 19/01/2009 tarihinden sonra borç yapılandırılması gereği yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin alacaklı tarafından cevap dilekçesi ekinde ödeme tablosu sunulduğunun görüldüğü, bu durumda, mahkemece, borçlunun hesap kat ihtarından sonraki ödeme iddiasının, değerlendirilerek, yapılandırma gereği yapılmış ödemeler olup olmadığı da sorularak, ödeme belgelerinin İİK'nun 33. maddesi bağlamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tartışılarak, ödemelerin İİK' nun 33. maddesi kapsamında olduğu sonucuna varılırsa, gerektiğinde, Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Dava konusu kredinin faizinin ‘fahiş’ olup olmadığı hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi gereken bir konu olduğu, HUMK m. 275 uyarınca bu gibi durumlarda bilirkişi dinlenemeyeceği-
8. HD. 10.06.2019 T. E: 2017/15430, K: 5634-
Gecikme zammı “faiz” niteliğinde olup, gecikme faizine takip tarihinden sonra temerrüt faizi uygulanacak şekilde hüküm kurulmasının BK. nun 104/ son maddesine aykırı olacağı-
Adi senette vadenin olması halinde, faizin vade tarihinden itibaren istenebileceği, senette vade yok ise alacaklı tarafından borçlunun takip tarihinden daha evvel temerrüde düşürüldüğünün İİK. nun 68.maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatının zorunlu olduğu-
İcra müdürlüğünce borçlunun itirazında kabul ettiği asıl alacak ve yasal faiz oranına göre takibe devam edilmesi gerekirken, takibin tamamen durdurulmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip talebinde yabancı para alacağının ve yabancı para cinsinden işlemiş faizin TL karşılığının gösterilmediğinin anlaşıldığı, takip talebindeki bu noksanlığın kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, süresiz şikayet nedeni olduğu gibi, mahkemece de, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulması gerektiği, o halde mahkemece takipte yabancı para cinsinden istenilen asıl alacak ile işlemiş faiz yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İlamda faize hükmedilmemiş olması halinde, yapılan icra takibinde karar (ilam) tarihinden itibaren faiz istenebileceği–
İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi karşısında harçtan muaf olmayan davalı aleyhine karar-ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, SGK. nun harç ödemeden dava açtığı gözden kaçırılarak " Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, " şeklinde karar verilmesi ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.