Bir yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile mahkum olanlar da medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun olduklarından, bunlara da bir vasi tayini gerekeceği–
- 4. HD. 09.11.1999 T. 5703/9590
- 2. HD. 18.06.1999 T. 5130/7041
- 2. HD. 21.04.1994 T. 3311/4136
- 11. HD. 02.10.1989 T. 7540/4982
- 2. HD. 26.01.1988 T. 11329/776
- 4. HD. 15.12.1987 T. 7621/9199
- 2. HD. 19.09.1986 T. 7091/770
- 4. HD. 24.03.1986 T. 1965/2624
- 4. HD. 26.03.1980 T. 836/3994
- 10. HD. 12.04.1974 T. 2323/3297
- . HGK. 25.04.1962 T. 6-24/17
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü cezaevinde bizzat tebliğ edilmiş olup, davalının 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve onanarak kesinleştiği bilinerek, dava tarihi itibariyle ilamın infazına başlanılarak davalının kısıtlanmasına karar verilmiş olup, şahsın vasi tayinine karar verildiğinden dava dilekçesi ve duruşma günü, davalıya yöntemince tebliğ edilerek savunma hakkı verilmek suretiyle göstereceği deliller ve savunması çerçevesinde yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının, özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlandığının belirlenmesi halinde gerekçeli kararın ''vasisine'', kısıtlanmadığının belirlenmesi halinde ise, ''davalıya'' usulünce tebliğ edilmesi gerekeceği-
TMK. 404 üncü maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiş olup, velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç, anne ve baba dışında hiç kimseye tevdi olunamayacağından, mahkemece velayetin anne olmayan bir kişiye verilmesinin doğru olmadığı-
Evlilik devam ederken, eşlerden birinin ölümü halinde, çocuğun velayetinin sağ olana geçeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.