Bilindiği üzere davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemeyeceği - Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağı- Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde yetkili sağlık kurullarından, özellikle Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını da gerekli kıldığı - TMK mad 599 uyarınca mirasın, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçeceği ve mirasçıların terekedeki mallar üzerinde bu tarih itibari ile hak sahibi olacağı-
Bir yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile mahkum olanlar da medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun olduklarından, bunlara da bir vasi tayini gerekeceği–
- 4. HD. 09.11.1999 T. 5703/9590
- 2. HD. 18.06.1999 T. 5130/7041
- 2. HD. 21.04.1994 T. 3311/4136
- 11. HD. 02.10.1989 T. 7540/4982
- 2. HD. 26.01.1988 T. 11329/776
- 4. HD. 15.12.1987 T. 7621/9199
- 2. HD. 19.09.1986 T. 7091/770
- 4. HD. 24.03.1986 T. 1965/2624
- 4. HD. 26.03.1980 T. 836/3994
- 10. HD. 12.04.1974 T. 2323/3297
- . HGK. 25.04.1962 T. 6-24/17
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.