Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü cezaevinde bizzat tebliğ edilmiş olup, davalının 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve onanarak kesinleştiği bilinerek, dava tarihi itibariyle ilamın infazına başlanılarak davalının kısıtlanmasına karar verilmiş olup, şahsın vasi tayinine karar verildiğinden dava dilekçesi ve duruşma günü, davalıya yöntemince tebliğ edilerek savunma hakkı verilmek suretiyle göstereceği deliller ve savunması çerçevesinde yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının, özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlandığının belirlenmesi halinde gerekçeli kararın ''vasisine'', kısıtlanmadığının belirlenmesi halinde ise, ''davalıya'' usulünce tebliğ edilmesi gerekeceği-
TMK. 404 üncü maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiş olup, velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç, anne ve baba dışında hiç kimseye tevdi olunamayacağından, mahkemece velayetin anne olmayan bir kişiye verilmesinin doğru olmadığı-
Evlilik devam ederken, eşlerden birinin ölümü halinde, çocuğun velayetinin sağ olana geçeceği-
«Akıl hastahanesinde bulunan bir kadın aleyhine kocası tarafından açılan boşanma davası sonucunda -kadın, dava ehliyeti’ne sahip bulunmadığından- mahkemece boşanma kararı verilemeyeceği»ne ilişkin Fed. Mahkeme Kararı–
8. HD. 19.01.2017 T. E: 68, K: 471-
Vasi, borçlunun fiil ehliyeti olmadığını, vesayet altına alındığını bildirerek takibin iptalini talep etmiş olup, borçlunun takip tarihi itibariyle kısıtlanmasını gerektirecek bir hastalığı var ise, borçlunun takip ehliyeti bulunmadığından, takip talebinde borçlu ile birlikte vasinin de gösterilmesinin ve ödeme emrinin, borçluya vesayeten vasiye tebliğinin zorunlu olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.