İİK. 89/V uyarınca 3. kişinin “kötü niyetli” alacaklıya karşı dava açarak, ödemek zorunda kaldığı parayı veya teslim ettiği malı geri isteyebileceğinden mahkemece davalı-alacaklının kötü niyetli olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Haczin senette yazılı olan adreste yapılmış olması, borçlu ile 3. kişinin akraba durumunda bulunması nedeniyle “mülkiyet karinesi” nin alacaklı yararına olması nedeniyle aksinin davacı 3.kişi tarafından kanıtlanması gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu kiracıya, ödemelerin icra dairesine yapılması yönündeki muhtıranın 16.09.2010 tarihinde tebliğ edilmiş ve kiracı 01.06.2010 tarihinde başlayan yeni kira döneminde sözleşmede yazılı bir yıllık peşin ödeme şartına istinaden kira bedelinin ekli makbuzlarla kiraya veren vekiline 01.06.2010 tarihinde para ve ciro edilmiş çeklerle ödendiğini bildirmiş, bildirimini 16.09.2010 tarihinde icra dairesine yapmış, aynı gerekçelerle ve haczin kaldırılması istemi ile de icra mahkemesine başvurmuş olması karşısında, mahkemece, bir yıllık kira bedellerinin kiralayana peşin olarak ödendiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmişse de, icra dosyasına ibraz edilen kira sözleşmesinin taraflar arasında sonradan düzenlenmesi mümkün adi nitelikte sözleşme olması sebebiyle buna itibar edilemeyeceği ve bankalardan çeklerle ilgili müzekkere yazılarak araştırma yapılmış ise de, mevcut çekler ile makbuzlar arasında ve çeklerin ödendiği kişiler ile makbuzlarda adı geçen kişiler arasında herhangi bir bağlantının kurulamadığı, kira sözleşmesinde belirtilen bir senelik kiranın karşılığı ile ödeme belgeleriyle elde edilen rakamın örtüşmediği, bu durumda, İİK. mad. 150/b koşullarında ödeme resmi bir belge ile kanıtlanamadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu senetteki takip talebindeki adres ile, bizzat borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz adresi olduğu davacı 3. kişi tarafından sunulan vergi levhasındaki adresin haciz adresinden başka bir adres olması nedeniyle, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından, kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerektiği her ne kadar davacı 3. kişi tarafından, mahcuz mallara ilişkin faturalar sunulmuş ise de; bu faturaların borcun doğumundan sonraki bir tarihe karşılık geldiği gibi, içeriği dikkate alındığında da ayırt edici unsurların belirtilmediği anlaşılmakla; yasal karinenin aksinin, davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu 2 adet bononun aslı celp olunup incelendiği, hangi imzaların borçluya ait olduğu anlaşılamadığından, mahkemece, borçluya ait emsal imzalar da toplanarak takibe konu senetler üzerindeki imzalardan hangilerinin borçluya ait olduğunun ve borçlu tarafından atılan imzaların, B. Belediyesi Spor Kulübü Başkanlığı'nın kaşesi üzerinde olup olmadığının grafoloji alanında uzman bir bilirkişiden alınacak raporla tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmelerde, alacaklı bankanın teminat göstermekten muaf tutulmuş olmasının, yasanın teminata ilişkin amir hükmünün nazara alınmamasını gerektirmeyeceği gibi alacaklı bankanın sıfatı ve talebe konu alacağın niteliği itibariyle ihtiyati haciz için teminat gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin haczinde, takibin kesinleşmiş olması şartı ile 28.02.2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakatinin geçerli olduğu (5510 s. K. mad. 93), anılan düzenlemenin İİK'nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılacağı ve öncelikle tatbik edileceği, hacze muvafakati icra kefili vermiş ise sadece takip borçlusu yönünden takibin kesinleşmesinin yetmeyeceği, aynı zamanda icra kefili yönünden de takibin kesinleşmiş olmasının gerekli olduğu-
Menfi tespit davasının 15 günlük süre içerisinde açılması gerektiği öngörülmüş olup, bu sürenin haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren başlayacağı ve hak düşürücü süre olduğu, bu niteliği itibarıyla mahkemece hak düşürücü sürenin resen gözetilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.