Takibe konu senetteki takip talebindeki adres ile, bizzat borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz adresi olduğu davacı 3. kişi tarafından sunulan vergi levhasındaki adresin haciz adresinden başka bir adres olması nedeniyle, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından, kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerektiği her ne kadar davacı 3. kişi tarafından, mahcuz mallara ilişkin faturalar sunulmuş ise de; bu faturaların borcun doğumundan sonraki bir tarihe karşılık geldiği gibi, içeriği dikkate alındığında da ayırt edici unsurların belirtilmediği anlaşılmakla; yasal karinenin aksinin, davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu 2 adet bononun aslı celp olunup incelendiği, hangi imzaların borçluya ait olduğu anlaşılamadığından, mahkemece, borçluya ait emsal imzalar da toplanarak takibe konu senetler üzerindeki imzalardan hangilerinin borçluya ait olduğunun ve borçlu tarafından atılan imzaların, B. Belediyesi Spor Kulübü Başkanlığı'nın kaşesi üzerinde olup olmadığının grafoloji alanında uzman bir bilirkişiden alınacak raporla tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmelerde, alacaklı bankanın teminat göstermekten muaf tutulmuş olmasının, yasanın teminata ilişkin amir hükmünün nazara alınmamasını gerektirmeyeceği gibi alacaklı bankanın sıfatı ve talebe konu alacağın niteliği itibariyle ihtiyati haciz için teminat gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin haczinde, takibin kesinleşmiş olması şartı ile 28.02.2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakatinin geçerli olduğu (5510 s. K. mad. 93), anılan düzenlemenin İİK'nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılacağı ve öncelikle tatbik edileceği, hacze muvafakati icra kefili vermiş ise sadece takip borçlusu yönünden takibin kesinleşmesinin yetmeyeceği, aynı zamanda icra kefili yönünden de takibin kesinleşmiş olmasının gerekli olduğu-
Menfi tespit davasının 15 günlük süre içerisinde açılması gerektiği öngörülmüş olup, bu sürenin haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren başlayacağı ve hak düşürücü süre olduğu, bu niteliği itibarıyla mahkemece hak düşürücü sürenin resen gözetilmesinin gerekeceği-
Borçlu ticari emtiasının tamamını üçüncü kişiye devretmiş olup, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı iş yeri devri yapıldığının kabulü gerekeceği-
Taraflar arasında "kira ilişkisi" bulunmaması ve mahkemece "işgal tazminatı"nın hüküm altına alınmış olması halinde, "kiralananın tahliyesine" de karar verilemeyeceği
İİK'nun 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin muhatabı olan Devlet Su İşleri 20. Bölge Müdürlüğü’nün ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından, adı geçenin taraf ehliyetinin bulunmadığı, üçüncü şahıs nezdinde mevcut olduğu iddia edilen alacak için, haciz ihbarnamesinin, sözü edilen Devlet Su İşleri 20. Bölge Müdürlüğü’nün bağlı bulunduğu Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesinin gerekeceği, ehliyetsizliğe ilişkin bu durumun kamu düzeni ile ilgili olup re’sen dikkate alınması gerekeceği, bu nedenlerle İİK'nun 89. maddesine göre çıkartılan birinci haciz ihbarnamesi yok hükmünde olup, iptaline yönelik başvurunun da süreye tabi olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.